O,otuzuna yaklaşmış bir adamken,hayat, henüz onun için açılmamış bir sırdı ve mizacı son derece ateşli ateşli olmakla beraber,söyleyebilirim ki ,henüz, tam manasıyla cinsi münasebetlere alışmış değildi.Her görgüğü kadına aşık oluyordu. fakat bu aşkların çoğundan maşukların0 haberi bile olmuyordu.
Bu meyanda, İzmir'de İtalyan bir kızınagönül vermişti.Bize ondan mukaddes ve erişilmez bir şey gibi bahseder dururdu ve bu genç matmezel hemen hergün muhitimizde bulunmakla beraber (çünki hep bir oteldeydik) ona ne bir kelime söyleyebilmiş hatta, nede dikkatle yüzüne bakabilmişti. Tanıdklarımızdan bir madam kendisini güzel İtalyana takdim edeceği gün,Haşim,ortadan kayboldu. Sonra gene kızn etrafında dolaşmaya başladı.
Teselli kabul etmez derecede bedbahttı.. Bir akşam arkadaşları ,ona, zalimce bir oyun oynadılar.Bunlar arqasındamaat-teessüf(esfle) bende vardım. İzmir'in gayet yakışıklı ve zengin bir çiftlik beyi gibi görünen bir genci,Haşim'in sevgilisini çiftliğe kaçırmaya karar vermiş ve bu kararını o akşam yapmak üzere idi. Zavallı Haşim bunu ,işitir işitmez, adeta kendinden geçecek derecede telaşa düştü.Benzi attı ve soluğu bu bahtiyar aşkın yanında aldı:
-Sahi kızı kaçıracak mısınız? diye soruyordu.
Oyunun başlıca kahramanlarından olan genç adam, kendisinbe verilen bu şarkkari(şarklı,doğulu) Don Juan rolünü mükemmel bir surette ifa ediyordu.Bir taraftan böyle bir şey olmadığını söylüyor, öbür taraftan telaşlı heyacanlı gözükmesini biliyordu. Bu oynu oynamak için intihap(seçme ,sçilme) ettiğimiz gece de tuhaf bir geceydi. Dışarıda müthiş bir fırtına vardı.şimşekler çakıyordu. Hepimiz Karşıyaka Klubü'ndeyiz.İtalyan kızı kaçıracak olan delikanlı, ikide bir yanımızdan ayrılıyor,camın arkasından dışarıyı gözetliyor,sonra sinirli bir tavırla:
-Daha gelmediler,vay canına...
diye söyleniyordu.Haşim helacanlı helecanlı sordu:
-Kim bunlar?Kimler gelecek?
Don Juan sanki ağzından kaçırıvermişçesine:
-Adamlarım adamlarım...bu saate kadar atları hazır edecekler ve bana ıslıkla işaret vereceklerdi.
Haşim'in artık hiç şüphesi kalmadı. Bana eğilip dediki
-Mon cher,acaba gidip ailesine haber versek mi?
Benim bir kahkaham bütün komedyayı bozdu.Haşim bu meselenin bir ıyundan ibaret olduğunu anladı ve o günden sonraaramızdan kaybolup gitti.
Ahmet Haşim Monografi -
Sayfa 16
-
Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
90
Baskı Tarihi
2000
Yazılış Tarihi
1934
ISBN
975-470-806-1
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Bahriye Çeri