İstisnasız herkesin “Mehmet veya Ahmet” dediği bir memlekette “Mehmet ya da Ahmet” zıpırlığında inat edenler de azalıyor. “Şair” yerine “Ozan” bile sizlere ömür (Rahmetli hiç de sevimsiz değildi, fakat şiir gibi bir evladı yoktu). 
      “C.H.P.hatiplerinden biri iktidarı şiddetle eleştirdi” cümlesine devrimbazların gazetesinde bile rastlayamazsınız. “Tenkit” olanca kuvvet ve kudretiyle yaşıyor. “Oysaki” sırtından “ki”yi attığı halde topallıyor.
      Fakat bu sapık Türkçe’nin dilimize ve edebiyatımıza bir hizmetini inkâr edemeyiz.Dil bilgisine, şuuruna ve zevkine sahip yazarlarla bundan mahrum olanları derhal ayırmaya yarıyor. En sağlam ölçülerden biri.
     Sapık Türkçe, yarına, mizah konusu olarak kalacak.Eğer bugünkü devrimbazların çeşitli maskaralıkları arasında buna da yer kalırsa.
      
             -
            OBJEKTİF:1 - Osmanlıca Türkçe Uydurmaca -
            Sayfa 261
          
          Türü
          Deneme
              Sayfa Sayısı
              285
          Baskı Tarihi
              1990
          ISBN
              978-975-437-0288-1
          Baskı Sayısı
              3. Baskı
          Basım Yeri
              İstanbul
          Türk dili üzerindeki tartışmalar devam etmektedir. Bir Türkçülük hareketi olarak başlatılan özleştirme akımı tam bir millî kültür yabancılaşması haline dönüştürülmüştür. Kelimeler -ve tabii onlarla birlikte millî kültür muhtevaları-atılıyor, uydurma kelimelerle gayri millî bir kültür kurulmaya çalışılıyor. Böylece nesiller birbirine ve yeni nesiller millî kültüre yabancılaş¬maya devam ediyor.
      
    