Sahabe-i kiramdan Hanzale hazretleri, henüz evlenmiş ve gerdeğe girmişti ki, münadilerin, dellalların şöyle seslendikleri işitildi:
"Resulullah sefer için hareket etmiştir. Allah'ı ve Resul'ünü seven, eli kılıç tutan herkes çağırılıyor. Derhal Resulullah'a katılsın!..."
Hanzale hazretleri hemen elbisesini giymiş. Hanımı atılmış:
"Ne yapıyorsun, gusletmedin, cünup gidilir mi?"
"Ben yıkanıp çıkıncaya kadar Resulullah gitmiş olur!"
Resul-i Zişan'ın emrine uymakta beş on dakika gecikmeyi fazla bulan sahabe imanını gör ki: Davasının uğrunda ahiretinden feda edip gidiyor...
Ama işin sonuna bakın:
Yapılan savaşta Hanzale hazretleri şehid oluyor. Harp meydanını dolaşan Peygamber-i Zişan, şehidlerin hepsini defnettikten sonra, Medine-i Münevvere'ye dönüyorlar. Annelerimize diyorlar ki:
"Hanzale'nin ailesini ziyaret edin, onları taziye edin, yeni gelin kızımıza da başsağlığı dileyin. Bir de Hanzale'nin evden ne
şekilde ayrıldığını bir sorun bakalım..."
Ziyarete giderler, taziye ederler ve Resulullah'ın sualini de bildirirler. Şehid hanımı şöyle der:
"Ah sormayın. Bunu Peygamber'e söyleyemem. Hanzale evden cünüp çıktı. Münadinin çağırdığını duyar duymaz, Resulullah gider, geri kalırım korkusuyla yıkanamadın acele giyindi gitti."
Bunu Resulullah'a bildirdikleri vakit, aleyhissalatu vesselam Efendimiz, şöyle buyurmuşlar:
"Şimdi işin sırrını anladım. Şehidler yıkanmadan gömülür. Fakat baktım ve gördüm ki, yüce âlemlerden gelen bir melek cemaati, Hanzale'nin cesedini yıkayıp gasl ediyorlardı. Demek bunun içinmiş..."
      
             -
            Üstad Ali Ulvi Kurucu Hatıralar-2 -
            Sayfa 109
          
          Türü
          Hatırat
              Sayfa Sayısı
              406
          Baskı Tarihi
              Haziran 2007
          ISBN
              9944-125-12-1
          Baskı Sayısı
              2. Baskı
          Basım Yeri
              Gaziemir / İzmir
          Editörü
              Şeref Yılmaz
          Yazan: AHMED ŞAHİN
Yazı Kaynağı: Zaman Gazetesi, Ailem Eki, Sayı: 228
Çileli bir devrin hikayesini Ali Ulvi Kurucu merhumun hatıralarından okumak büyük bir şans. Hayatını tamamen ilme adamış yüksek bir kâmet olan merhum Kurucu, hatıralarıyla da irşad vazifesini yerine getiriyor.
      
    