Türü
Roman
Sayfa Sayısı
64
ISBN
9759059316
Baskı Sayısı
0. Baskı
Türünün tek örneği bir kitap. Türü ne mi? Hızlı roman..
Ebu Zerr(ra)'ın devrimci ruhunun son nefesi yüzyılları aşıp, günümüzde bir Ebuzer'i buluyor. Sepetli motosikletinde bir dostuyla yollara düşüyor Ebuzer. Nerelere düşmüyor ki yolları..
"Derviş devrimcilerin kuru ekmeği yolumuzu aydınlatıyor"
Sahici Bir Duruş
Sahici bir duruş görmek ister misin?
"İsterim üstad."
"O zaman İstanbul Üniversitesi'nin önüne gidelim."
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
64
ISBN
9759059316
Baskı Sayısı
0. Baskı
Türünün tek örneği bir kitap. Türü ne mi? Hızlı roman..
Ebu Zerr(ra)'ın devrimci ruhunun son nefesi yüzyılları aşıp, günümüzde bir Ebuzer'i buluyor. Sepetli motosikletinde bir dostuyla yollara düşüyor Ebuzer. Nerelere düşmüyor ki yolları..
"Derviş devrimcilerin kuru ekmeği yolumuzu aydınlatıyor"
Siz Allah katından gelen yardımcılar mısınız?
Tam BM binasından ayrılırken Aliya İzzetbegoviç çıktı karşımıza. "Allah'ın selamı rahmeti ve berekatı üzerine olsun sevgili başkan" dedi Ebuzer. "Laf olsun diye söylemiyorum, samimi dileğimdir bu"
Aliya'nın zaten aydınlık olan yüzü biraz daha aydınlandı. "Vealeykümselam ve rahmetullahi ve berakatuhu" dedi coşkuyla. "Zorlu bir müzakere maratonunun arefesindeyim. Siz Allah katından gelen yardımcılar mısınız?"
Değildik, ama onlar da birazdan burada olurlardı herhal.
"Seni mübarek vazifenden alıkoymak istemeyiz" dedi Ebuzer, "Secde kokan o temiz alnını uzat, öpüp gidelim."
Aliya'yı alnından öpüp gittik.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
120
Baskı Tarihi
2010
Yazılış Tarihi
1972
ISBN
978-975-05-0736-6
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Fatih Özgüven
Mütercimi
Şükrü Alpagut
Orijinal Adı
Transparent things
‘İnce bir dolaysız gerçeklik cilası, doğal ve yapay maddelerin üzerini kaplar; her kim şimdide, şimdiyle kalmak istiyorsa lütfen onun ince gergin cilasını çatlatmasın.’
‘Saydam şeyler, asık suratlı, sakar bir kişi olan kahramanımız Hugh Person’ın İsviçre’ye yaptığı dört ziyaret çevresinde gelişiyor.
Genç bir yayıncı olan Hugh, R. ile görüşmeye gönderilir.
Dünyayı yoketmek
Dünyayı yoketmenin üstesinden gelemeyiz, çünkü onu özgür bir nesne olarak biz kurmadık; biz yalnız yolumuzu yitirip, bu dünyanın içine düştük; hatta daha da ileri giderek diyebiliriz ki, dünya yolumuzu yitirmemizdir, ama işte bu yüzden yokedilemez özellik taşımaktadır. Belki kendisinden el çekerek değil, kendisini sonuna kadar yaşayarak yok edebiliriz dünyayı; ama onu sonuna kadar yaşamak da yok edişlerin sonucu olabilir, kuşkusuz bu dünyadaki yokedişlerin...
Neden Altını Çizdim?
http://www.youtube.com/watch?v=D2Y_FJQWRCc&feature=related (Bulut Gelir türküsü)
Sıcak ekmek gibi hasreti türkünün
"Bulut gelir pâre pâre
Dördü aktır, dördü kare
Sen açtın kalbime yâre
Yağma yağmur, esme bre deli rüzgar
Yarim yoldadır!
Mümtaz, halk havalarının kendine has, elle tutulur ıstırabını bir devaya kavuşmuş gibi dinledi. Sanki birdenbire sert ve diriltici rüzgara, yenilmesi behemehal lazım güçlüklere, hayatın kendisine çıkmıştılar.
Bulut gelir yer yaş olur
İçer bâde sarhoş olur
Yâr kokusu bir hoş olur
Mümtaz bu derin ve çıldırtıcı hasretin kendi ıstırabından çok ayrı bir şey olduğunu anlıyordu. O bir asab bozukluğunun değişmiş şekli değil, sıcak ekmek gibi hayatın kendisi ile dolu, onu yapan bir şeydi.
Bulut gelir seher ile
Çiçek açmış bahar ile
Herkes kavuşmuş yâr ile
-İşte bunu sevmeliyiz.
Atlas
Altas, istediği anda omuzlarında taşıdığı dünyayı kaldırıp atarak savuşup gidebileceği düşüncesini içinde taşıyabilirdi; ama bu düşünceden ötesine izin yoktu.
Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
260
Baskı Tarihi
2002
Baskı Sayısı
0. Baskı
Mütercimi
M. Şayir
Sensiz, "Kendi"siz, Düşünüyorum..
Oturmuştum, senin çamurunu düşünüyordum. Yalnızlığımın alın yazısında, güneş ötesinin karanlığında, sabahın duvarının gölgesinde.. Yalnız, Allah'sız, sensiz, "kendi"siz!