Gidişatın Yüzü
Yüzünde artık o çok iyi tanıdığım ifade vardı. Dünyanın kötüye gittiğini gören ama gidişatı durduramayan insanın hüzünlü ifadesiydi bu. Ama, tevekkülün uzlaşması yoktu bu yüzde. Bir yolunu bulursa müdahale etmekten kaçınmayacağını hemen hissettiriyordu.
"Yüzlerine esef maskeleri geçirmişlerdi ama sahip olamıyorlardı,"diye sürdürdü. Anlamadığını fark etti,
"Yani, ara ara, mesela sigara yakarken, mesela çoktandır görmedikleri birini farkettiklerinde, maskeler kayıp düşürüyordu. O zaman sabırsızlıklarını görüyordum.
Cenazelerin işlevi
Şairin cenazesi, mart ayının ortalarında, yağmurlu, sis geniz yakan bir gün, öğle namazından sonra Şişli Camii'nden kalktı. Başta Emil Galip Sandalcı olmak üzere, herkes oradaydı. Herkes yani, Oktay Akbal, Tarık Akan, Demirtaş Ceyhun, Onat Kutlar, Metin Deniz, Melih Cevdet, Zeynep Oral, İlhan Berk, Asena kardeşler, Özgentürkler ve ekipleri. Epeyce yıldır, açılışlar ve sanat etkinlikleri gibi cenazeler de insanların ideolojik birlikteliklerini, birbirlerine teyid, 'ötekilere' ilan gibi, fazladan bir işlev üstlenmişlerdi.
Sayfa Sayısı
339
Baskı Tarihi
1997
Yazılış Tarihi
1974
ISBN
975-470-281-0
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Mahmut Ali Meriç
Türkiye'de son zamanda yetişmiş en önemli aydınlardan, büyük filozof Cemil Meriç'in belki de en önemli eseridir. Binlerce sayfanın bilgisini küçük bir kitaba sığdırabilecek kadar usta yazarın ilmek ilmek örgülediği eşsiz bir dantela... Avrupayı, Osmanlıyı, Hind'i ,Çin'i motiflediği bir kanaviçe resmi.. "Bu ülke" de Tagore'dan Kemal Tahir'e..Oradan Said Nursi'ye.. ve oradan da İbn Haldun'a kadar onlarca ismi bulabilirsiniz. (http://www.itusozluk.com/goster.php/bu+%FClke)
Müstağripler
Müsteşrik, doğu irfanı ile uğraşan Avrupalıların kendilerine verdikleri isim. Aynı mevzu üzerinde çalışan bir Osmanlıya bu ismin verilmesi caiz değildir. Biz, son devir muharrirleri, maarif-i garbiyeyi Şark’a ithale çalışan birer müstağribiz.
Sayfa Sayısı
339
Baskı Tarihi
1997
Yazılış Tarihi
1974
ISBN
975-470-281-0
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Mahmut Ali Meriç
Türkiye'de son zamanda yetişmiş en önemli aydınlardan, büyük filozof Cemil Meriç'in belki de en önemli eseridir. Binlerce sayfanın bilgisini küçük bir kitaba sığdırabilecek kadar usta yazarın ilmek ilmek örgülediği eşsiz bir dantela... Avrupayı, Osmanlıyı, Hind'i ,Çin'i motiflediği bir kanaviçe resmi.. "Bu ülke" de Tagore'dan Kemal Tahir'e..Oradan Said Nursi'ye.. ve oradan da İbn Haldun'a kadar onlarca ismi bulabilirsiniz. (http://www.itusozluk.com/goster.php/bu+%FClke)
Yaşayanları yöneten ölüler
Ölüm bir mazeret değildir. Voltaire: “yaşayanlara saygı borçluyuz az çok”, diyor… “ölenlere tek borcumuz kalmıştır: hakikat.” İslamiyet: “ölüleri hayırla yad ediniz” buyurmaktadır, ölülerinizi yani sizden olanları. Yaşayanları yöneten ölülerdir. Demek ki, öldürülmesi gereken ölüler var.
Sayfa Sayısı
339
Baskı Tarihi
1997
Yazılış Tarihi
1974
ISBN
975-470-281-0
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Mahmut Ali Meriç
Türkiye'de son zamanda yetişmiş en önemli aydınlardan, büyük filozof Cemil Meriç'in belki de en önemli eseridir. Binlerce sayfanın bilgisini küçük bir kitaba sığdırabilecek kadar usta yazarın ilmek ilmek örgülediği eşsiz bir dantela... Avrupayı, Osmanlıyı, Hind'i ,Çin'i motiflediği bir kanaviçe resmi.. "Bu ülke" de Tagore'dan Kemal Tahir'e..Oradan Said Nursi'ye.. ve oradan da İbn Haldun'a kadar onlarca ismi bulabilirsiniz. (http://www.itusozluk.com/goster.php/bu+%FClke)
İdeoloji Nezlesi
Nezleye yakalanır gibi ideolijilere yakalanıyoruz, ideolojilere ve kelimelere. Tanzimat nesli, hiç olmazsa bu bahiste, iffet ve haysiyetini korumuş. Kalktığını iddia ettiğimiz kapitülasyonlar, ruh dünyamızda yaşıyor, hem de bütün habasetiyle. Alafrangalık, zevki ve tefekkürü dumura uğratan bir kabuk.
Sayfa Sayısı
339
Baskı Tarihi
1997
Yazılış Tarihi
1974
ISBN
975-470-281-0
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Mahmut Ali Meriç
Türkiye'de son zamanda yetişmiş en önemli aydınlardan, büyük filozof Cemil Meriç'in belki de en önemli eseridir. Binlerce sayfanın bilgisini küçük bir kitaba sığdırabilecek kadar usta yazarın ilmek ilmek örgülediği eşsiz bir dantela... Avrupayı, Osmanlıyı, Hind'i ,Çin'i motiflediği bir kanaviçe resmi.. "Bu ülke" de Tagore'dan Kemal Tahir'e..Oradan Said Nursi'ye.. ve oradan da İbn Haldun'a kadar onlarca ismi bulabilirsiniz. (http://www.itusozluk.com/goster.php/bu+%FClke)
Sayfa Sayısı
339
Baskı Tarihi
1997
Yazılış Tarihi
1974
ISBN
975-470-281-0
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Mahmut Ali Meriç
Türkiye'de son zamanda yetişmiş en önemli aydınlardan, büyük filozof Cemil Meriç'in belki de en önemli eseridir. Binlerce sayfanın bilgisini küçük bir kitaba sığdırabilecek kadar usta yazarın ilmek ilmek örgülediği eşsiz bir dantela... Avrupayı, Osmanlıyı, Hind'i ,Çin'i motiflediği bir kanaviçe resmi.. "Bu ülke" de Tagore'dan Kemal Tahir'e..Oradan Said Nursi'ye.. ve oradan da İbn Haldun'a kadar onlarca ismi bulabilirsiniz. (http://www.itusozluk.com/goster.php/bu+%FClke)
Sayfa Sayısı
339
Baskı Tarihi
1997
Yazılış Tarihi
1974
ISBN
975-470-281-0
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Mahmut Ali Meriç
Türkiye'de son zamanda yetişmiş en önemli aydınlardan, büyük filozof Cemil Meriç'in belki de en önemli eseridir. Binlerce sayfanın bilgisini küçük bir kitaba sığdırabilecek kadar usta yazarın ilmek ilmek örgülediği eşsiz bir dantela... Avrupayı, Osmanlıyı, Hind'i ,Çin'i motiflediği bir kanaviçe resmi.. "Bu ülke" de Tagore'dan Kemal Tahir'e..Oradan Said Nursi'ye.. ve oradan da İbn Haldun'a kadar onlarca ismi bulabilirsiniz. (http://www.itusozluk.com/goster.php/bu+%FClke)
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
393
Baskı Tarihi
Kasım 2007
Yazılış Tarihi
1992
ISBN
9944-125-03-2
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İzmir
Editörü
Şeref Yılmaz
Yazan: AHMED ŞAHİN
Yazı Kaynağı: Zaman Gazetesi, Ailem Eki, Sayı: 228
Çileli bir devrin hikayesini Ali Ulvi Kurucu merhumun hatıralarından okumak büyük bir şans. Hayatını tamamen ilme adamış yüksek bir kâmet olan merhum Kurucu, hatıralarıyla da irşad vazifesini yerine getiriyor.
"Rübâb-ı Şikeste" Şiirinden
Başka yerde bulunamayacağı için bu son kısmı Ertuğrul Bey, Kadir Mısıroğlu Beyden fotokopisini aldığı ve "Mısır Daneleri" adını taşıyan, İbrahim Bey'in basılmamış divanından, ricam üzerine istinsah etti ve hatırata alındı:
Ey mûsikî-i Şark, tesellîli zemzeme!
Lağvın, dokundu doğrusu mecruh gönlüme.
Ey mûsikî-i aşk, ey elhân-ı zâr-ı dil!
Ey ruhlar içinde akan eşk-i selscbil!
Ey Şark'ın en rakîk temeddün numunesi,
Bağdâd'ın, Isfahan ve Bizans'ın teranesi!
Meclislerinde şarkı, gazel vâye-dâr idi,
Türk şi'rinin, hemen o muhalled kasâidi,
Cânâna yalvaran tarab-âbâd güftedir,
Sazında, şûh bir edebiyyât bestedir.
Ey Lâle Devri'nin şeb-i sevdâ-penâhını,
Bir ahd-i şevketin edebî intibahını,
Târihe: Şal, ipek ve mücevherli haymeler,
Fil dişli kasırlar kurarak, bir perî-eser
Âlem içinde, sihr ile sermest eden sadâ,
Sultanlar ettiler, seni tertîle i'tinâ...
İslâm, eder seninle ibâdet, okur Ezan,
Kur'an okur ki, şâiri Garb'ın da bir zaman,
Gaşyoldu selsebîl-i deminden... Bu haleti,
Görseydi, kahrolurdu muhakkak Piyer Loti.
Lâkin nedir tabîate isyan, bu nağmeler,
Hatta çobanların kavalından silinseler,
Irmakta, dağda, kuşta... Sabâ'dan gürül gürül,
Elhânı, Suzinak eserler duyar gönül.
Şâir, bu hâli, sanki, görüp iptida demiş:
"Bakî kalan bu kubbede, bir hoş-sadâ imiş!.."
Şiirin altında 26 Kasım 1934 tarihi vardır. Baştan ikinci mısra için, İbrahim Bey şu dipnotu koymuştur:
"Şark mûsikîsi yerine, Garp mûsikîsinin, devlet mûsikîsi olarak kabul edildiği ilân olundu."
Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
438
Baskı Tarihi
Mayıs 2008
ISBN
978-975-9169-77-0
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Fahri Özdemir
"Bu çıkmazı aşmak için, bir zihin devrimine gerek vardır. Türkiye'de çağdaş ve özgürlükçü düşünce, kendisini yetmiş veya seksen yıldan beri cenderesine alan ipoteği atmalı, Türk modernleşmesinin tarihi eleştirel bir gözle yeniden değerlendirilmelidir."
Ancak bu kambur atıldıktan sonradır ki, Kemal Atatürk adındaki parıltılı ve trajik insan, gerçek boyutlarında ele alınabilir; Türkiye gibi toplumlarda yüzyılda bir yetişen bu büyük kabiliyet, olağanüstü ihtirasları ve olağanüstü hatalarıyla, tarihte ait olduğu yere konabilir."
Osmanlı yönetiminin tarikatlara karşı tavrı
Osmanlı yönetiminin tarikat olgusuna karşı tavrı hiçbir zaman bütünüyle olumlu olmamıştır. Fatih döneminde tüm tarikatlere yöneltilen baskıların benzeri gerçi daha sonraları görülmemiştir; fakat örneğin Yavuz, Kanuni ve IV Murat zamanlarında çeşitli tarikatlerin şiddetli takibe uğradığı bilinmektedir. II. Mahmud devrinde Bektaşilik yasaklanmış, mensupları sürülmüş ve idam edilmiş, Bektaşiliğe yakın sayılan bazı tarikatler ceza görmüştür. Kendisi bir ara Kadiriliğe intisap eden II Abdülhamid'in saltanatında Mevlevilik çeşitli baskılara konu olmuş, önemli Nakşi ve Halveti şeyhleri sürgüne gönderilmiş, ayrıca tüm tarikatlerin ulema denetimine sokulması için çeşitli çabalar gösterilmiştir. Sünni ulemanın tarikat olgusuna öteden beri kuşkuyla baktığı da bilinir.