Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Yapı Kredi Yayınları
"Doğumum bile bir kökünden kopma idi. On yaşıma kadar, çevremi, özellikle çevremdeki sessizliği kavramaya çalıştım... Yirmi yaşım ile otuz yaşım arasında aklın bittiği yerleri ve çıldırmanın sınırlarını aradım... Otuz yaşım ile kırk yaşım arasında ne akıllı ne de çılgındım. Dünyayı kavradığını sandım... Kırk yaşındayım. Bugün, gecenin bazı saatlerinde kitlenin anlamsız gürültüsü içinde boğuluyorum... Kendimi öldürmeye çalışıyorum... Özlemlerim kalmadı. Bıraktım. Hepsini kendi ve benim dünyamı anlamaları için bıraktım... Ve bana ölümsüzlerin sonsuz acıları kaldı." Efsane sahibiyle yüzleşiyor.

İnsan

İnsanın kendi dünyası dışında yaşayacağı bir dünya yoktur. İnsanın başkalarına söyledileri kendi duymak istedikleridir.Yazdıkları, okumak istedikleridir. Sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir.

Amerikan Güzeli (1999)

American Beauty
Lester Burnham (Kevin Spacey) bir magazin dergisinde çalışmaktadır. Kentin lüks banliyölerinden birinde karısı ve kızıyla yaşayan Lester orta yaş bunalımının eşiğine kadar gelmiştir. Emlakçılık yapan karısı Carolyn (Annette Bening) ona karşı ilgisiz ve soğuk davranır. Lise öğrencisi olan kızı Jane de (Thora Birch) onu küçük görmekte, saygısız davranışlarını günden güne arttırmaktadır. Bütün bunların üstüne bir de gazetedeki patronunun onu gerizekalı yerine koymasıyla kabusu daha da artar.

İnkâr

Never underestimate the power of denial! İnkârın gücünü asla küçümseme.. Not: Oğlunun çok pahalı televizyon ve müzik setini hamburgercide çalışarak alamayacağı fikrini inkâr eden ve öyle olmasını istediği için öyle inanmayı seçen babanın hikâyesi üzerine...
Amerikan Güzeli (1999)
Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
232
Baskı Tarihi
2007
Yazılış Tarihi
2007
ISBN
978-9944-83-016-4
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Erkam
İnsanın iç dünyasında derin bir şekilde yaşadığı tezatlar, toplum hayatında da kendini gösterir. Bir taraftan îmânın kemâl ve huzuru içinde yaşayan gönül erleri, diğer taraftan da küfrün girdaplarında kaybolanlar aynı toplumda hayâtiyetlerini devam ettirirler.

Latif Cevaplar

Sultan Ahmed Han, çok sevdiği üstâdı Hüdâyî Hazretleri’ne kıymetli bir hediye göndermişti. Fakat Hazret-i Hüdâyî, devlet ricâlinden hediye alma alışkanlığı olmaması için kabûl etmedi. Bunun üzerine Sultan Ahmed, hediyeyi uhdesinden çıkarmış bulunduğu için onu devrin şeyhlerinden Abdülmecîd Sivâsî Hazretleri’ne gönderdi. Abdülmecîd Sivâsî Hazretleri’nin hediyeyi kabul etmesi münâsebetiyle de bir ziyâret esnâsında: “–Efendi Hazretleri! Ben bu hediyeyi daha evvel Hüdâyî Hazretleri’ne göndermiştim. Kabul buyurmamıştı. Fakat siz kabul buyurdunuz!” dedi. İfâdelerdeki nükteyi anlayan Sivâsî Hazretleri de şu mânidar cevabı verdi: “–Sultanım! Hazret-i Hüdâyî bir ankâdır ki, lâşeye tenezzül etmez!” Bu cevaptan memnun olan Sultan, aradan birkaç gün geçtikten sonra Hüdâyî Hazretleri’ne uğradı. Ona da: “–Efendim! Sizin kabul etmemiş olduğunuz o hediyeyi Abdülmecîd Efendi kabul buyurdu.” dedi. Hazret-i Hüdâyî de mütebessim bir çehre ile: “–Sultanım! Abdülmecîd Efendi bir deryâdır. Koca deryâya bir damlacık mâsivâ kiri düşmesi, onun sâfiyetine zarar vermez!”

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
232
Baskı Tarihi
2007
Yazılış Tarihi
2007
ISBN
978-9944-83-016-4
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Erkam
İnsanın iç dünyasında derin bir şekilde yaşadığı tezatlar, toplum hayatında da kendini gösterir. Bir taraftan îmânın kemâl ve huzuru içinde yaşayan gönül erleri, diğer taraftan da küfrün girdaplarında kaybolanlar aynı toplumda hayâtiyetlerini devam ettirirler.

Mevlânâ'dan Hikmet Damlaları

Acele, birçok işi bozar; dilediğin şeyi yavaş yavaş fakat sağlam bir şekilde yapmalısın. Unutma ki Allah insanı yavaş yavaş tam kırk yılda olgunlaştırır. -Adâlet, şâhitsiz gerçekleşmediği gibi, aşk da cefâsız zâhir olmaz. -Köpek bile atılan bir kemiği veya ekmeği koklamadan yemez. -Dostların ziyaretine eli boş gelmek, değirmene buğdaysız gitmektir. -Dostlarınızı sıkça ziyaret ediniz. Çünkü üzerinde yürünmeyen yollar, diken ve çalılarla kaplanır. -Şükretmek, surat ekşitmekse; sirkeden çok şükreden yok. -İnsana, aradığı şeye bakılarak değer verilir.* -Dünya çeşit çeşit nimetlerle dolu olsa, fareyle yılan yine de tiksindirici şeyler yerler. Tahtanın içindeki kurt, “Kimin böyle güzel helvası var!” der.

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
232
Baskı Tarihi
2007
Yazılış Tarihi
2007
ISBN
978-9944-83-016-4
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Erkam
İnsanın iç dünyasında derin bir şekilde yaşadığı tezatlar, toplum hayatında da kendini gösterir. Bir taraftan îmânın kemâl ve huzuru içinde yaşayan gönül erleri, diğer taraftan da küfrün girdaplarında kaybolanlar aynı toplumda hayâtiyetlerini devam ettirirler.

Dua Hali

Duâ tekrarlandıkça derûnî duyuşlar olarak mü’minin rûhuna nakşolur, şahsiyetine karışıp onun bir husûsiyeti hâline gelir. Bu sebepledir ki yüksek rûhlar, devamlı duâ hâlinde yaşarlar.

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
232
Baskı Tarihi
2007
Yazılış Tarihi
2007
ISBN
978-9944-83-016-4
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Erkam
İnsanın iç dünyasında derin bir şekilde yaşadığı tezatlar, toplum hayatında da kendini gösterir. Bir taraftan îmânın kemâl ve huzuru içinde yaşayan gönül erleri, diğer taraftan da küfrün girdaplarında kaybolanlar aynı toplumda hayâtiyetlerini devam ettirirler.

Dildeki Hançer

Alçakça söylenen bir söze karşı sakın cevap vereyim deme!.. Çünkü o sözün sahibinde, onun gibi daha nice düşük sözler vardır. Cevabınıza yine o bayağı ifadelerle karşılık verirler. Câhil ile sakın latife etmeye kalkma!.. Dili zehirli olduğundan gönlünü yaralar.

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
232
Baskı Tarihi
2007
Yazılış Tarihi
2007
ISBN
978-9944-83-016-4
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Erkam
İnsanın iç dünyasında derin bir şekilde yaşadığı tezatlar, toplum hayatında da kendini gösterir. Bir taraftan îmânın kemâl ve huzuru içinde yaşayan gönül erleri, diğer taraftan da küfrün girdaplarında kaybolanlar aynı toplumda hayâtiyetlerini devam ettirirler.

Vakit Geçmeden Güneş Batmadan

Kâinâtın küçük bir kopyası olan vücûdumuzda her ân kaç bin hücre doğuyor ve ölüyor. Sanki o, tıpkı kâinât gibi; bir tarafıyla doğumevi, bir tarafıyla mezarlık… İşte fânî olan bu hayat sahnesinde gerçekleşen nefsânî başarılar, deniz kenarında oynayan çocukların, gelecek bir dalga ile yok olmaya mahkûm, kumdan yapılmış evleri ve oyuncakları kabîlindendir.

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
232
Baskı Tarihi
2007
Yazılış Tarihi
2007
ISBN
978-9944-83-016-4
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Erkam
İnsanın iç dünyasında derin bir şekilde yaşadığı tezatlar, toplum hayatında da kendini gösterir. Bir taraftan îmânın kemâl ve huzuru içinde yaşayan gönül erleri, diğer taraftan da küfrün girdaplarında kaybolanlar aynı toplumda hayâtiyetlerini devam ettirirler.

Malzemeyi Eksik Kullanmak

"...Hâsılı binalardaki malzeme eksikliklerinin bilânçosu bize çok ağıra mâl oldu. Geç de olsa «depreme dayanıklı» şartı önem kazandı. Bu hakikatler, dış görünüş itibarıyla hayatî olduğu kadar mânevî ibret ve hikmetlerle doludur. Bize, ruh ve gönül dünyamızda yaşanacak depremlere karşı iç âlemimizi nasıl inşâ etmemiz, yani nasıl bir İslâmî şahsiyet ve karakter kazanmamız gerektiğine işaret eden hayâtî meselelerdir. Çünkü insanoğlu, aslında en büyük depremleri iç dünyasında yaşar. İçini inşâ edememiş bir kimse, dışarıdan esecek en küçük bir rüzgârla savrulup gider. Aynı şekilde, eğer bir kimse kendini her yönüyle sağlam ve tam inşa etmemişse, yaşayacağı imtihan depremlerinde ebedî bir enkaza dönüşebilir."

Beynelmilel

BeynelmilelSırrı Süreyya Önder ve Muharrem Gülmez'in yönettiği sinema filmi. 2006 yılında çekilen film, gösterime Ocak 2007'de girdi. Filmde 12 Eylül 1980 sonrası sıkıyönetiminin, doğuda yerel halk ve çalgıcı sınıfı (gevende) üzerine etkileri trajikomik bir şekilde anlatılır.

1982 yılında Adıyaman'da bir grup yerel müzisyen, o yıllarda uygulanmakta olan sokağa çıkma yasağından dolayı geçim sıkıntısına düşerler. Geçinebilmek için buldukları çözüm hepsinin tutuklanmasına yol açar. Yörenin sıkıyönetim komutanı, bu yerel müzisyenleri çağdaş bir orkestraya dönüştürmek isteyince olaylar gelişmeye başlar.

Yöresel orkestradan, kenti ziyaret edecek olan Konsey üyelerinin karşılama töreninde çalmaları istenir. Fakat bu konseyi karşılamayı sadece müzisyenler değil, şehrin genç aktivistleri de büyük bir sabırsızlıkla beklemektedir.

Siyasal bilimler öğrencisi Haydar (Umut Kurt); "Biz çalgıcı adamız. Çalgıcıdan hiç devrimci olur mu, komünist olur mu?" diyen abisi Servet'e (Sırrı Süreyya Önder) kulak asmamakta, Konsey üyelerini karşılamak için bir protesto eylemi hazırlamayı düşünmektedir. Ve bu eylemi gerçekleştirmek için de çağdaş orkestranın şefi Abuzer'in (Cezmi Baskın) kızı, aşklarını birbirlerinden bile gizli tuttukları, Gülendam'dan (Özgü Namal) yardım almaktadır.

Bir yandan sıkıyönetim birimleri ve yöresel orkestra, bir yandan da devrimci gençler tarafından birbirinden habersiz olarak yürütülen bu karşılama hazırlıklarının karışması sonucunda herkesi şaşırtacak olaylar gelişecektir.

Kaynak: https://tr.wikipedi0.org/wiki/Beynelmilel_(film)

Gülendam

-İt baharı görmüş ama yediği taşı Allah bilir derler ya; bizimki de o hesap... Benim canım. biz gevendeyiz, düğüncü. düğünü eden onlar, sefilliği çeken bizler. Benim anam, ben dört yaşındayken rahmete gitti. Sana onun adını verdim; Gülendam... Gülendam dediler mi dağ taş selama dururmuş, güneş aya siz doğmayın, ben doğayım dermiş. öyle belalı bir güzellik. kaderin benzemesin, aynı sen.
Beynelmilel
Offret / Kurban (1986)

Gazeteci, aktör ve filozof Alexander'ın doğum günü, ailenin büyük buluşmasına ön ayak olur. Günü küçük oğluna modern yaşam ve maneviyat üzerine konuşmalar yaparak geçiren adam, akşam saatlerinde nükleer savaşın başlamasıyla ciddi bir hesaplaşmaya girişir.Dünyanın en önemli yönetmenlerinden birinin imzasını taşıyan bir başyapıt. Şüphesiz hikayesini ve ne kadar güçlü olduğunu kısa satırlara sığdırmak çok mümkün değil. Her ne kadar yönetmenin son filmi olsa da, Tarkovski sinemasına ait her şeyi bulabileceğiniz felsefi bir deneyim.

Susmak

"- Bu arada Gandhi, haftada bir gün hiç kimseyle konuşmazmış, biliyor muydun? Sistemli olarak... Neden acaba? - Herhalde insanlardan sıkılmıştı."
Offret / Kurban (1986)