Karanlığın içinde aydınlığı bulmak
Güçsüzlüğü farkına vardıran herşey insanların güçsüzlüğünü daha da arttırdı.Edgar Morin'in dediği gibi,mutlak bir laikleştirme arayışı laikleştirilen nesnede mutlak tanrılaştırma yoluna gitti.Tüm tanrılaştırılan nesneler ise artık infilak edip içe çöktü.Herşeyin temeli olan Yaratıcının terkiyle özerkleşen her alan temelini kendisinde aramış,orada bulduğunu sanmış,ama bu da herşeyin altını oyup temelsizleştirmiştir. Her sözde ilah oturmuş kendi başında kendine ağlıyor artık.
Karanlığın içinde aydınlığı bulmak
Narsistleşmiş arzu çılgını benlik,kendisini yücelttiği yerde kendisini alaşağı etmiştir.Hurafe ve yutturmacadan başka birşey olmamakla suçladığı dinleri her tür özden ve iç tutarlılıktan mahrum bıraktığı için,narsistleşmiş benlikler kördür şimdi.Ne kendisini görebilmiş,ne de başkasının hakikatini anlayabilmiştir.Kendi arzularını gerçeğin ta kendisi sandığı için kendisini ve arzularını tanrılaştırmıştır. Sonunda ya aklını başından çıkarıp atacak ya da delirecektir. Hiçbir benlik kendisinin tanrılaştırılmasına dayanamaz çünkü.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
155
Baskı Tarihi
1975
Baskı Sayısı
7. Baskı
Eser, 1975 yılında Peyami Safa Roman Yarışması’nda Başarı Ödülü almıştır. Konusunu son yüz elli yılın toplumsal yaşamından almıştır. Bir sokak çerçevesinde insanlardaki değişim ve aldatılmış insanlığın dramı ele alınmıştır. Bahaettin Özkişi, Sokakta romanında, manevi değerleri hiçe sayan materyalizmin ülkeyi istilası anlatılmaktadır. Cin ve şeytanlar gibi fantastik öğelerin bulunduğu romanda millî değerler ve inançların yok oluşu mühim bir yer tutar.
Yüksek Ökçeler
Ahşap evler meşe iskeletlerinde bir tehlikenin ilk adım seslerini bu yüksek ökçelerin tıkırtılarında duydular, çeşme de, mescit de, evliya da, yaşlı efendiler de sokağın tümü de öyle. Yalnız kadınlar, onlar, zengin, değişik ve girift yapılarının hafızasında, göbekler ötesi geçmişlerinde bu yüksek ökçeleri tanır gibi oldular. Onlar da diğerleri gibi güldüler ama, içlerinde birşey kıpırdadı ve gerindi. O kıpırdanan şeye şeytan dedi yaşlılar.
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
96
Baskı Tarihi
2006
Yazılış Tarihi
1923
ISBN
975-992-053-0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Ali Berktay
Mütercimi
Ayşe Berktay
Orijinal Adı
The Prophet
Cibran'ın başyapıtı olan Ermiş, çağımızın en sevilen klasiklerinden biridir. İlk kez 1923'te yayımlanmış, 20^den fazla dile çevrilmiş, sadece ABD'de 9 milyondan fazla satılmıştır.
Acıya Dair
Ve bir kadın konuşarak, bize Acı'dan söz et dedi.
Ve o dedi ki:
Acınız idrakinizi saran kabuğun kırılmasıdır.
Nasıl meyvenin çekirdeği kırılmak zorundaysa canevinin güneşi görmesi için, siz de acıyı tanımak zorundasınız.
Ve eğer yüreklerinizi yaşamlarınızın gündelik mucizeleri karşısında merak ve hayranlıkla tutabilseydiniz, acınız da en az sevinciniz kadar harikulade görünürdü.
Ve yüreğinizin mevsimlerini kabullenirdiniz, tıpkı tarlalarınızdan geçen mevsimleri her zaman kabullendiğiniz gibi.
Ve hüznünüzün kışlarını dinginlikle seyrederdiniz.
Acılarınızın çoğu kendi seçiminizdir.
Acı, içinizdeki hekimin hasta nefsinizi sağlamakta kullandığı acı bir ilaçtır.
Onun için hekime güvenin, ilacını sessizce ve dinginlikle için.Çünkü eli ağır ve sert olsa da Görünmeyen'in müşfik eliyle yönlendirilmiştir.
Ve uzattığı çanak dudaklarınızı yaksa da, çömlekçinin kendi kutsal gözyaşlarıyla ıslattığı kilden yağılmıştır.
Allah'tan istemenin esası
Duayı ellerimizle yaparız.Çünkü herşeyi ellerimizle işleriz. Ellerimiz, Allah'ın yarattığı bir çift fiziki duadır.Onlarla işlediğimiz herşey, duamızın bir parçasıdır. Dua ederken kaldırdığımız ellerimizle, aslında "Ya Rab!Bu ellerle yaptım!" demiş oluruz. "Ya Rab! Elimden geleni yaptım, gelmeyen konusunda sana sığınıyorum!" demiş oluruz."Ya Rab! Ellerim bana yetmedi! Tut ellerimi, bırakma beni" demiş oluruz.
Allah'ın evliyası
Gerçek dost aydınlığa çağırandır. Müminler, Allah'ın dostluğuna mazhar olmuşlardır.Dostluk tek taraflı değil, çift taraflı bir ilişkidir.Rıza tek taraflı olmaz. Sadece "Allah razı olsun!" demek yetmez, "Sen de Allah'tan razı ol!" demek şarttır.Allah'tan razı olmayandan Allah neden razı olsun?
Mümin Allah'ın dostluğuna cevap verecekse, Allah'la ilişkisini emir-komuta düzeyinden muhabbet-velayet düzeyine çıkarmalıdır. Bu da Allah'ın emir ve yasaklarına uymanın yanında, O'nun davasını dava edinmekle olur.
Allah kaygısı-Allah sevgisi
Allah'ı O'na yaraşır bir sevgiyle seven, bu sevginin üzerine titrer.Kur'an böylelerine muşfikun adını verir.Yani, Allah sevgisini yitirme korkusuyla tir tir titreyenler."Onlar, O'nun yüceliği karşısında derin bir saygıyla titrerler." (Enbiya 28) derken, kastettiği kimseler bunlardır. Aslında "Allah korkusu" adı verilen de budur.İlahi sevgiyi yitirmekten korkmak.
Allah sevgisi
Allah'tan başkasını Allah'ı sever gibi sevmek, sevgiyi tutkuya dönüştürür. Sevgi özgür kılar, tutku tutuklar.
Sevginin kaynağı Allah'tır.Allah'tan başkasını Allah'ı sever gibi sevmek, sevginin kaynağına ihanettir.Bu durum, sevenin sevdiği karşısında nesneleşmesi sonucunu doğurur.Bu ise, kişinin kendine zulümdür.Allah dışında bir şeyi Allah gibi sevmemiz onu asla Allah etmez fakat bizi ona kul eder.
Allah'la iletişim
İnsan Allah'la sağlıklı bir iletişin kurmak istiyorsa, iletişim kuracağı Allah'ı bilmeli, tanımalı ve anlamalıdır. Bunun için de yapması gereken ilk iş, iman kapısını irade parmağıyla tıklatmaktır.Hidayet kapısı aralandığında, ilk karşılaştığı şey, Allah'a iman durağı olacaktır.
Allah ismi
Allah ismi elif ile başlar, he ile biter.Yani dilde başlar, ciğerde biter.
Her nefes sahibi, aldığı nefes adedince O'nu tesbih eder.O'nun varlığını ve birliği inkar edenleri, başta kendi aldıkları nefes yalanlar.