Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
136
Baskı Tarihi
2007
Yazılış Tarihi
2002
ISBN
9759960513
Baskı Sayısı
0. Baskı
"Modern yaşam ölümü unutturur" der Ahmet Hamdi Tanpınar. Bu söz herhalde en çok 1980 sonrası kuşak için geçerli. Sadece ölümü unuttursa iyi, tüm değerleri de yapboz haline getirdi.
Popüler kültürün hızlı yayılışı ve modern yaşam tasarımları birçok hayatı ve duyarlılığı kapitalizmin çöp kutularına yuvarladı. Artık neredeyse hemen her şeyin bir "bedeli" ya da "fiyatı" vardı. Bu hızlı yaşamda kendini içlerine hapsedenler İslamcı söylemin tarafında yer alanlardı.
Elinizdeki kitap 1990-2000 yılları arasında İslamcılık söyleminin bir tarafında yer tutmuş kuşağın içinde biriktirdiklerini "dikkafalı" bir söylemle dışavurumu; bu koronun çocuklarına ulşabilmiş, kimi zaman bağıra çağıra, kimi zaman da dudak ucuyla söylediklerini anlayan kitlenin kitabıdır.
Kekeme Çocuklar Korosu içinde barındırdığı insanlar ve onların öyküleriyle kocaman bir duygu dünyasına karşılık geliyor.
Onlar yaşamıyor doktor!
Onlar yaşamıyor doktor! Türkü söylediklerini duymadım inanabiliyor musunuz? Aşık olmuyorlar, uykusuz geçirdikleri bir tek gece yok.
Tanrı'yı bu şehirde istemiyorlar.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
651
Baskı Tarihi
Kasım 2009
Yazılış Tarihi
1968
ISBN
975-273-133-3
Baskı Sayısı
7. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Sevengül Sönmez
Ahilik İmtihanı
- Ey can, kulağını aç! Yola girmek dileğindesin. Şöyle bil ki, ahilik ince yoldur ve de çetin yoldur ve de gayet sarp yoldur. Yüreğine, bileğine güvenmeyen girmemek gerekir. Çünkü yüceleyim derken batağa batmak vardır. Yolumuz anlamaklık yoludur ve de inanmaklık yoludur ve de tutmaklık yoludur. Töreleri tutmaya gücün yeter mi? Yüreğin ne demekte?
-Beliii...
-Sınavlanmaya da beli mi?
-Beliii...
-Beli dedin, günah gitti bizden... Yallah bismillah! De bakalım, Ahiliğin açığı kaçtır?
-Dörttür.
-Say gelsin!
-Eli, yüzü, gönlü, sofrası...
-Kapalısı kaçtır?
-Üçtür.
-Say gelsin!
-Gözü, beli, dili...
-Gözü kapalılıktan murat nedir?
-Kimsenin suçunu, ayıbını görmemektir.
Sayfa Sayısı
352
Baskı Tarihi
1997
Yazılış Tarihi
1979
ISBN
975-437-065-6
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Türkiye’deki anarşinin otopsisidir. Romanda, yalnız boşa giden gençliklerin hikâyesini değil, içine düşürüldüğümüz kaosun çarpıcı grafiğini de bulacaksınız. Yıllardan beri Türkiye’de bütün görevleri, ödevleri ve sorumlulukları, dolayısı ile de toplum hayatımızı paslandıran kalleş demagojileri sergilemektedir. eri ve sorumlulukları, dolayısı ile de toplum hayatımızı paslandıran kalleş demagojileri sergilemektedir. İnsana ve insanın gerçek hayatına kurulan tuzağın romanlaşmasıdır bu kitap.
Sersemlikleri Koruma ve Yayma ve Geliştirme Vakfı!
Ve dünyanın en lezzetli meyvesini yermiş gibi, yalana yalana tekrarladı: Sersemlikleri Koruma ve Yayma ve Geliştirme Vakfı!
İhtiyar, sersemlik sözcüğüyle neyi anlatmak istediğini de, bir kesin ilkeyi, hatta bir fizik veya matematik kanununu ezbere söyler gibi, şöyle açıklardı:
"Yeteneklerini ve imkânlarını ve güçlerini aşan isteklere ve, özellikle, tutkulara kapılmak sersemliktir."Ve, çok sevdiği "ve" ile sürdürürdü:
"Terazinin bir kefesinde kuvvet ve yetenek ve imkânlar, öteki kefesinde de istekler ve tutkular! İnsanlara hükmedenler ve hükmetmiş olanlar ve hükmedebilecek olanlar bu dengesizlikten yararlanır ve bu dengesizliği körükler ve kışkırtır."
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
651
Baskı Tarihi
Kasım 2009
Yazılış Tarihi
1968
ISBN
975-273-133-3
Baskı Sayısı
7. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Sevengül Sönmez
Neden Altını Çizdim?
Ne güzel bir ifade!
Tuttuğu uzar tutamak olur, bastığı düzelir basamak olur
Şeyh Edebâlî başkadır. Tuttuğu uzar tutamak olur, bastığı düzelir basamak olurdu.
Sayfa Sayısı
352
Baskı Tarihi
1997
Yazılış Tarihi
1979
ISBN
975-437-065-6
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Türkiye’deki anarşinin otopsisidir. Romanda, yalnız boşa giden gençliklerin hikâyesini değil, içine düşürüldüğümüz kaosun çarpıcı grafiğini de bulacaksınız. Yıllardan beri Türkiye’de bütün görevleri, ödevleri ve sorumlulukları, dolayısı ile de toplum hayatımızı paslandıran kalleş demagojileri sergilemektedir. eri ve sorumlulukları, dolayısı ile de toplum hayatımızı paslandıran kalleş demagojileri sergilemektedir. İnsana ve insanın gerçek hayatına kurulan tuzağın romanlaşmasıdır bu kitap.
Neden Altını Çizdim?
Bir aktör burada anlatılan ihtiyarı nasıl oynardı acaba?
Gülüşü taklid etmek
İhtiyar gülmezdi; gülüşü taklid ederdi. Bu taklidle küçümser, bu taklidle küçültür, bu taklidle söverdi.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
651
Baskı Tarihi
Kasım 2009
Yazılış Tarihi
1968
ISBN
975-273-133-3
Baskı Sayısı
7. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Sevengül Sönmez
Kervan geçmezlenince yollar silinir
Aklı ermeyenler "Yollar silindiğinden kervan geçmez oldu" demekte... Hayır, kervan geçmezlenince yollar silinir. Neden geçmezlenir kervan? Güven ister çünkü tüccar takımı... Ülke, soyguncusuz olmaz ve de.olmamıştır. Ama, sultanı güçlüyse soyguncuyu bulur, tutar, keser başını, yağmaladığı malı tüccara geri verir. Bacını alır, yığar hazinesine, bakar keyfine... Soyguncu ele geçmezse, burdan öder tüccarın zararını, güveni korur.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
651
Baskı Tarihi
Kasım 2009
Yazılış Tarihi
1968
ISBN
975-273-133-3
Baskı Sayısı
7. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Sevengül Sönmez
Neden Altını Çizdim?
Tasvir çok etkileyici...
Yaşadığı çağa çok dışardan, çok uzaktan bakıyor gibiydi.
Yanık yüzlüydü. Ağzının ucunda, yumuşak bir gülümseme vardı. Gözlerindeki garip dalgınlıkla, yaşadığı çağa çok dışardan, çok uzaktan bakıyor gibiydi.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
281
Baskı Tarihi
2011
Yazılış Tarihi
2008
ISBN
978 605 61801 5 6
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Mütercimi
Algan Sezgintüredi
Orijinal Adı
Couch
Kahramanlarımız üç ev arkadaşı. Bir yazılım devini hackleyip küçük de olsa bir şöhret kazanmış -ve işsiz kalmış asosyal yazılımcı Thom, hiçbir zaman yeterince akıllı ve hızlı olamamış küçük sahtekarlıkların adamı Erik ve rüyaları sıklıkla gerçek çıkıyor olmasa kesin deli tanısı konulacak, kafası darmaduman bir amatör kahin Tree.
Uydur, Yaz, Aldat!..
Yazılı tarih denen şey aldatmacanın dik âlâsıdır. Okulda öğrendikleriniz ya uydurmadır ya da kim bilir kimlerin ihtiyaçlarına göre yeniden yazılmıştır.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
227
Baskı Tarihi
Mayıs 2010
Baskı Sayısı
7. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminin ilk safhasını noktalayan Serbest Fırka denemesi... 1929 büyük ekonomik buhranı ve buna eşlik eden ağır kuraklık tehlikesi. Şeyh Sait ve ilk Dersim isyanları bastırılmış, Takrir-i Sükûn yasaları ile her tür muhalefet ezilmiş, dağıtılmış, “Atatürk devrimleri” yürürlüğe girmiştir. Yağmur Beklerken’de Tarık Buğra Serbest Fırka denemesi/girişimi ekseninde bütün bu gelişmelerin Anadolu taşrasındaki sonuç ve yansımalarını konu edinirken aslında on yıllık Cumhuriyet’in bir bilançosunu da yapmaktadır. 1946-50’de DP’yi zafere taşıyacak hareketin ipuçları, bu hareketin odağında yer alan sağ/muhafazakâr zihniyetin devlet, demokrasi, parti... kavramlarının sosyo-politiği, psikolojisi, Yağmur Beklerken’in o alabildiğine gerçekçi, canlı taşra tipleri ve diyalogları içerisine gayet ustaca serpiştirilmiştir. Bu haliyle bu kitap, sadece Serbest Fırka’nın kapatılması öncesi Türkiye taşrasının değil, darbeler öncesi Türkiye’nin sağ/muhafazakâr gözden görünümü olarak da okunabilir.
İki lokma iki çift laf...
Acıkmışlar...açlar, yazık. Dilenmeyi de bilmezler. Kapımızda bekleştiler. İki lokma alınca da gittiler. Anlamadın sen emmim oğlu; eşşeklik edip verdim paketi. Kendimi birşey sandığım için. Bilirim ben; ayıp olmasın diye aldı paketi. Bilirim ben; bekledikleri iki lokma iki çift laf... hatta yok sayılmamak, eşya farzedilmemek: Varlıklarının, insanlıklarının kabul edildiğine inanmak. Asıl açlık bu. Yürütecek, konuşturacak, gözlerinin ferini getirecek iki lokma bu.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
651
Baskı Tarihi
Kasım 2009
Yazılış Tarihi
1968
ISBN
975-273-133-3
Baskı Sayısı
7. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Sevengül Sönmez
Döşek nedir ermişlere
-Buyrun... Yağımız balımız yoksa da bir kaşık çorbamız vardır. Atlas döşeğimiz yoksa, yumuşak otumuz var!
Herif dümbeleği bir iki gümletip türküyle karşılık verdi:
Döşek nedir ermişlere
Yerden gelen yata yere
Cehennemden beter nire
Anda bile safadayız!
Hudur Allah, safadayız!