Türü
Roman
Sayfa Sayısı
416
Baskı Tarihi
2011
ISBN
9756197363
Baskı Sayısı
0. Baskı
Erdal demirkıran yeni kitabı olan Azrailin Secde Ettiği Adam aynı zamanda 9 kitabı olma özelliğine sahip. Kitabın kapağını incelediğimizde adamın gölgesinde adem yazılı olduğunu ve köşesinde ise “ölüm törpüsü fena bir roman” yazılı olduğunu görüyoruz. Daha önceki kitaplarda kendini bulma, aşk ve benzeri konularda kitaplar yazan sayın Erdal Demirkıran son kitabını ise yaşlılar için yayımlıyor.
Etkileşim..
... işte böyle Golgota... sosyal baskı insana her şeyi yaptırabilir; ama her şeyi. Gün gelir herkes gidiyor diye, 70'inde sen de gidersin ölüme. Herkes uyuyor diye bedenine hiç danışmadan sen de 8 saat uyursun. Herkes borçlanıyor diye gider krediyle ev alırsın sen de. Hele bir de bunları yaptın diye 100 puan verirlerse sana, bir daha iflah olmazsın evlat. Şu anda yaşadığın hayat, aldığın kararlar, sabit ya da değişken fikirler; kısacası yaşamak için bildiğin biriktirdiğin ne varsa sadece bir etkileşimin neticesidir ve belki de bildiğin her şey temel bir yanlışın uzantısıdır, ömür bile.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
272
Baskı Tarihi
kasım 2008
ISBN
978-975-263-850-1
Baskı Sayısı
0. Baskı
Editörü
Seval Akbıyık
O, kendim için bana lazımdı
Kaç kere karar vermiştim, artık O’na inanmamaya, ama yapamadım çünkü öfkemi, nefretimi yöneltmek için yine O’na ihtiyacım vardı. O’nu yok sayarsam kime düşmanlık besleyecektim, yani O, kendim için bana lazımdı...
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Türkmen yazar Hıdır Amangeldi’nin yazdığı kitap, SSCB’nin dağılma sürecini, insanların neye ve nereye ait oldukları konusunda düştükleri ikilemi anlatıyor.
Türkiye’de İmam Hatip Liselerinin açılışına “dinsiz din adamları yetiştirmek” gayesiyle izin verenlerin, tüm çabalarına rağmen dindar din adamları yetiştirmiş olmasını hatırlattı bu hikâye…
Kahraman Şammat’ın “can sıkıntısından vakit öldürmek” için yazmaya başladığı günlüklerini, daha sonra nefes almak ve yaşamını devam ettirmek için yazdığını görüyoruz.
Deliliği özlemek
Deliye sorgu sual olmadığını ilk defa işitiyorum. Gerçekten deliye neyin hesabını soracaksın. Delilikle beraber çocuğunki kadar güzeli yok. Öyleyse delilikten kurtulup ne yapacaksın desene. İstersen kendini öldürebileceğin gibi, istediğin zaman delirmek de mümkün olsa…
Beni bekleyen var mı?
gözlerim kapalı. sanki terk edilmişim. sanki dünyam yıkılmış. sanki yalnızım.
derinlerden bir ses daha... trenin boğuk uğultusu gibi. beni bana çağırıyor: ''seni bekleyen var, günde beş defa...''
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
358
Baskı Tarihi
Nisan 2001
Yazılış Tarihi
1954
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Turan Alptekin
Biz canlı hayatın peşindeyiz!
-Bırak canım, o şüpheleriyle, inatlarıyla övünsün dursun... Hayat yürüyor. Bir gün kervanın dışında kalınca anlar! Bu dünyada yeni diye birşey var! Onu inkâr edenin vay haline! Zorla değiştiremeyiz ya! Sağduyusu kendine mübarek olsun! Biz canlı hayatın peşindeyiz!
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
358
Baskı Tarihi
Nisan 2001
Yazılış Tarihi
1954
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Turan Alptekin
Realist
-Aman beyefendi, dedim, hangi artist, hangi büyük...Arz ettim, sesi çirkin, sonra kabiliyetsiz... sonra cahil. Daha İsfahanla Mahuru, Rastla Acemaşiranı birbirinden ayıramıyor. Hayır, imkansız... Belki başka bilmediğim meziyetleri vardır. Belki, ne bileyim şahsen güzeldir, yani değildir amma, söz gelişi diyorum, güzel olur da ben farketmemiş olabilirim. Fakat o sesle musıkisi begenilsin! Buna imkan yok. Kulağı yok efendim, hiç yok. Sesleri ayıramıyor.
../..
-Güzel olamaz, dedi. Güzelden anlıyorsunuz. Hayatınızı artık biliyorum. Siz güzel kadından anlıyorsunuz. Fakat sanattan, bugünün sanatından anlamıyorsunuz. Evvela bu bir kalabalık işidir. Kalabalık neyi sever neyi sevmez? Bunu kimse bilemez. Sonra bu mesele ümitsiz bir kalabalığın işidir. Siz de bilirsiniz ki zevk denen yüksek şeyin bizim içimizde içgüdüden kolaylığa kadar giden bir yığın karşılığı vardır. Zevkten ümit kesildi mi onlara kolayca teslim oluruz. İşler karışınca zevkten ümit kesilir. Musıki denince herkes, evvela "Hangi musıki?" sualini kendisine soruyor. Bu sual bir kere soruldu musizin zevk, üslup dediğiniz şeyler yoktur artık. Sonra kulağın herkeste ayarı bozuldu. Radyo devrindeyiz. Musıkiyi nadir bir şey gibi dinlemiyoruz. O, romatizma, nezle, para sıkıntısı, harp ihtimali, çok geçimsizlik gibi günlerimizin tabii arkadaşı oldu. Bu işe bir de kalabalığı ilave edin... Hayır, ben eminim ki bahsettiğiniz hanımefendi bir kaç gün içinde yepyeni bir şöhret olarak İstanbul'u fethedebilir. Bakın! Vaziyet çok müşkül olurdu, şayet baldızınız hanımefendi batı musıkisine merak sarsaydı. Çünkü onu hakikaten yıllar boyu öğrenmek lazım.
Bir müddet yüzüme baktı. Hakikaten afallamıştım.
-Bu meselelerde herkes işin alayında... Farkında olmadan alayında. Burasını anlamıyor musunuz?
-Hangi alay? Çıldırıyorlar...
-Tabii... Hayatlarına biraz duygu, istisnai zamanlar katmak istiyorlar. Herkes kendi boşluğunu bir parça duygu ile doldurmak kendini süslemek istiyor, fakat musıkiden o kadar anlamıyorlar ki, şarkıları güfteleri için seviyorlar. Zavallı Hayri Bey, siz garip bir adamsınız. Sizin bahsettiğiniz ölçüler geçmiş zamanda kaldı. Onlar, hani şu demin söylediğiniz, ustadan ustaya mektuplardı. Şimdi artık o klasik devirde değiliz. İsfahanla Acemaşiranı birbirinden ayırmak kimsenin aklından geçmez. Siz bana söyleyin, kimi taklit ediyor?
-Meşhurların hemen hepsini... Fakat hepsini aynı sesle, aynı makamdan, aynı şekilde söylüyor...
-Demek son derece şahsi! Mesele halloldu. Orijinal ve yeni... Dikkat edin, yeni diyorum. En büyük harflerle yeni! Yeninin bulunduğu yerde başka meziyete lüzum yoktur. Şimdi seçilecek yol kaldı, Halk musıkisi mi Alaturka mı? Yoksa alafrangaya kaçan halk musıkisi mi, yahut hal musıkisine kaçan alafranga mı?... Amma bunu burada, bu masa başında pek kesip atamayız. Fakat öyle sanıyorum ki, sesin bahsettiğiniz meziyetlerine göre -Halit Ayarcı burada yüzünü buruşturdu ve parmaklarıyla çok adi bir kumaşı yokluyormuş gibi bir hareket yaptı- daha ziyade alafrangaya kaçan bazı mahalli halk türkülerinde muvaffak olacaktır... Evet öyle tahmin ediyorum. Meğer ki Türkçe tangoyu tercih etsin! Yahut bazı şarkıları...
Yüzüme dalgın dalgın baktı:
-Evet, bütün mesele burada. Siz teşebbüs fikrinden mahrumsunuz. Sonra idealistsiniz. Realiteyi görmüyorsunuz... Hulasa eski adamsınız. Yazık, çok yazık! Biraz realist olsanız bir parça, ufak bir miktarda, her şey değişirdi.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
358
Baskı Tarihi
Nisan 2001
Yazılış Tarihi
1954
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Turan Alptekin
Neden Altını Çizdim?
Kamu kurumlarında iş yapmaya kalktığınızda bu tabloyu öyle sık yaşıyorsunuz ki!... Bugün bile...
Hakikati olduğu gibi görmek bozgunculuktur!
Bakın Hayri Bey, ben karar verdim, beraber çalışacağız bundan sonra... Onun için anlaşmamız lazım. Realist olmak hiç hakikati olduğu gibi görmek değildir. Belki onunla en faydalı şekilde münasebetimizi tayin etmektir. Hakikati görmüşsün ne çıkar? Kendi başına hiçbir mânâsı ve kıymeti olmayan bir yığın hüküm vermekten başka neye yarar? İstediğin kadar uzatabileceğin bir eksikler ve ihtiyaçlar listesinden başka ne yapabilirsin? Bir şey değiştirir mi bu? Bilakis yolundan alıkor seni. Kötümser olursun, apışır kalırsın, ezilirsin. Hakikati olduğu gibi görmek... Yani bozguncu olmak... Evet bozgunculuk denen şey budur, bundan doğar. Siz kelimelerle zehirlenen adamsınız, onun için size eskisiniz dedim. Yeni adamın realizmi başkadır.
Türü
Hikâye
Sayfa Sayısı
155
Baskı Tarihi
2009
Yazılış Tarihi
2009
ISBN
978-975-263-680-4
Baskı Sayısı
7. Baskı
Basım Yeri
istanbul
Editörü
Seval Akbıyık
Orijinal Adı
Ay terapisi
Ölen ne?
Kısacası sorun şuydu: Yavrusu ölmüştü. Onunla ilgili planları, projeleri, hayalleri ölmüştü. Ondan olacak çocukları ölmüştü. Onun okulu bitirmesi ölmüştü. Çocuğunda tadacağı başarılar ölmüştü. Geleceği ölmüştü. Geçmişi ölmüştü...
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
377
Baskı Tarihi
mayıs 2011
Yazılış Tarihi
26 tmmuz 2010
ISBN
978-605-4195-75-6
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
istanbul
Editörü
Mehmet Kartal
Orijinal Adı
İşgalci
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
377
Baskı Tarihi
mayıs 2011
Yazılış Tarihi
26 tmmuz 2010
ISBN
978-605-4195-75-6
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
istanbul
Editörü
Mehmet Kartal
Orijinal Adı
İşgalci
İşgal Altındaki Ülkelerin Liderleri
İşgal altında yaşayan bir ülke liderinin yaşamında bir farklılık olmalı. Bir başkalık ve kendine özgü, toprağına geleneğine özgü bir tarz olmalı yaşamında. Ona bakan onda halkını ve işgal edilmiş topraklarını görmeli...