Türü
          Hatırat
              Sayfa Sayısı
              406
          Baskı Tarihi
              Haziran 2007
          ISBN
              9944-125-12-1
          Baskı Sayısı
              2. Baskı
          Basım Yeri
              Gaziemir / İzmir
          Editörü
              Şeref Yılmaz
          Yazan: AHMED ŞAHİN
Yazı Kaynağı: Zaman Gazetesi, Ailem Eki, Sayı: 228
Çileli bir devrin hikayesini Ali Ulvi Kurucu merhumun hatıralarından okumak büyük bir şans. Hayatını tamamen ilme adamış yüksek bir kâmet olan merhum Kurucu, hatıralarıyla da irşad vazifesini yerine getiriyor.
      
    İngilizler gittiler, ama adı Müslüman, içi İngiliz Mısırlılar kaldı
(Hasanül Benna'nın) Hiddetlenip kaşlarını çattığı, sadece, imanımızın, dinimizin, milltimizin düşmanlarından bahsederken, görülürdü. 
"İhanete uğradık. Vaktiyle İngiliz işgali altındaydık. Sonra onlar gittiler, ama adı Müslüman, içi İngiliz Mısırlılar kaldı. Dinimiz, imanımız ihmal ve ihanete uğradı. Kendi yurdumuzda garip kaldık. Esir miyiz? Hayır, değiliz. Kendi memleketimizdeyiz, fakat esirlerden aşağı durumdayız. Biz hem hürüz, hem rahat hareket edemiyor; hürriyetin icabettiği gibi yaşayamıyoruz." diye celâllenirdi. 
O sırada başta Kral Faruk vardı. Şu kadın düşkünlüğü ve kumarbazlığıyla meşhur kral... İngilizler, Kral'la anlaşıp Hasanül Benna'yı, onun adamlarına, 1949 yılında vurdurdular. Ustad Benna şehid olduktan sonra, Kral'ın "Benna gitti, rahata kavuştum." dediği duyulmuştu. Onu da Allah bilir, İngilizler, "İhvan ihtilâl yapıp seni tahtından indirecek." diye korkutmuşlardır.
Fakat Kral akıbetinden kurtulamadı. 1952'de ihtilâl yapan Abdünnasır ve onun subay arkadaşlarına İhvan teşkilâtı çok yardım etti. Hatta Nasır da, İhvan'dan gibi göründü. Fakat darbe hazırlıkları yapılırken, bir taraftan da Amerikan elçisi ile görüşürmüş. Ona, Amerika'nın kendisine müdahale etmemesi karşılığı olarak, İhvanül Müslimîn teşkilâtını ortadan kaldıracağına söz vermiş... Amerika'nın ve İsrail'in Ortadoğu'da İslâmî bir uyanış istemediği herkesin malûmu. Abdünnasır, 1952'de darbeyle başa geçince, muhtelif bahanelerle İhvan'a baskı uyguladı. Hatta İhvan'ın yaptığı mitinglere, kendi adamlarını sokarak, "Nasır'a ölüm" diye bağırtıp tahrikçilik yaptırdı. Sonunda İhvanül Müslimîn'i kanun dışı ilân ederek, cemiyeti kapattı, pek çok Müslüman genci tevkif etti. Nasır, Arap milliyetçiliği davasına kalkışıp Mısır'ın başkanlığında bir Arap Birliği kurmak istedi. Tedbirsiz davrandı. Yemen'e saldırdı. Üstelik yenildi. Yorgun ordusuyla İsrail'le savaştı. Tabii yine yenildi. Acemice işler yaparak Arap dünyasını da perişan etti.
      
              
              Türü
          Hatırat
              Sayfa Sayısı
              406
          Baskı Tarihi
              Haziran 2007
          ISBN
              9944-125-12-1
          Baskı Sayısı
              2. Baskı
          Basım Yeri
              Gaziemir / İzmir
          Editörü
              Şeref Yılmaz
          Yazan: AHMED ŞAHİN
Yazı Kaynağı: Zaman Gazetesi, Ailem Eki, Sayı: 228
Çileli bir devrin hikayesini Ali Ulvi Kurucu merhumun hatıralarından okumak büyük bir şans. Hayatını tamamen ilme adamış yüksek bir kâmet olan merhum Kurucu, hatıralarıyla da irşad vazifesini yerine getiriyor.
      
    Şehid Benna milyonlarca gencin manevi babasıydı
Hasanül Benna 1949'da, Kahire'de vefat etti. Altı kurşunla  vuruldu. Yaralarından kanlar akarak şehid oldu. Ben o sırada Medine-i Münevvere'de idim. Vefatını işittiğim günkü kadar, anamın babamın vefatlarında üzülmedim desem caizdir. Çünkü onlar yalnız benim anam babamdı. Şehid Benna ise milyonlarca gencin manevi babasıydı.
      
              
              Türü
          Araştırma
              Sayfa Sayısı
              228
          Baskı Tarihi
              şubat 2005
          ISBN
              975-7270-02-4
          Baskı Sayısı
              8. Baskı
          Basım Yeri
              istanbul
          Editörü
              ibrahim emir
          Mütercimi
              Erkıl Günur
          Neden Altını Çizdim?
              son günlerdeki gelişmelerle ilgili olduğunu düşünüyorum. mübarek taviz verdikçe mısır da isyanın şiddeti arttı aynı şekilde libya da isyanın büyümesinden hemen önce memur maaşlarına %100 zam yapıldı ve bir takım demokratik haklar verildi.
          evet isyan
Bir şikayetin en şiddetli olduğu zaman ,şikayet konusunun ortadan kalkma ihtimali belirdiği zamandır......
...İnsanları isyana teşvik eden şey fiilen çekilen sıkıntı değil,daha iyi şeylerin tadını almış olmaktır....
...Hoşnutsuzluğun derecesi,istenilen amaca ulaşılacak mesafe ile ters orantılıdır.Bu, amaca yaklaşırken de amaca uzaklaşırkende böyledir.Çok değerli bir hazineye hemen elini değdirecek akdar yaklaşmakta olan kişiyle ,elini değriemeyecek kadar uzaklaşmakta olan kişinin heyacanı ve şikayeti en üst noktadır; bu hemen hemen zengin olmak, hemen hemen özgür olmak...vs. durumdakilerle ,hemen hemen zenginliği kaybetmek ve hemen hemen özgürlüğünü kaybetmek durumundaki kişiler için de aynıdır. 
      
              
              Türü
          Roman
              Sayfa Sayısı
              540
          ISBN
              978-975-802-04-92
          Baskı Sayısı
              2. Baskı
          Mütercimi
              İsmail Yerguz
          İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Amazonya'ya yerleşen 84 yaşındaki Elgar Grosrouvre, matematik fakültesinden eski arkadaşı ve Paris'te sahaflık yapan tekerlekli sandalye mahkumu Pierre Ruche'e çok değerli bir matematik kitapları kolleksiyonunu gönderdikten sonra evinde çıkan bir yangında ölür. Elgar, Pierre'e yazdığı mektuplarda ünlü matematikçi Fermat ve Goldbach'ın teoremlerini tanıtladığını yazmaktadır. Yangından kurtulan Elgar'ın papağanı "Nofutur", değerli kuş kaçakçılarının sayesinde Paris'e, Pierre'nin safah dükkanı "Binbir Sayfa"ya rastlantı sonucu ulaşır.
      
    Pythagoras Teoremi Pythagoras'ın Mı?
………..önemli bir açıklama yapacağım size. Pythagoras teoremi Pythagoras’a ait değil.
- Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gerekir… ve Pythagoras’a ait olmayan şeyi Pythagoras’tan almak gerekir. Pythagoras’tan çok önce Mısırlılar ve özellikle de Babilliler, tam sayıların üçlülerin birbirine bağlayan bir bağıntı bulmuşlardı ve özellikle bu buluş onun ünlü teoreminde açıklanmıştı.
      
              
               
 
