Türü
          Deneme
              Sayfa Sayısı
              176
          Baskı Tarihi
              2009
          ISBN
              978-975-263-927-0
          Baskı Sayısı
              0. Baskı
          Sözün güzelini söylemek için
Kardeşimin hatırını onun yokluğunda da korumak için
Emaneti ehline vermek, kardeşimin hatasını (emanetini) başkalarına taşıtmamak için
Tercihimi kınayıcı, yargılayıcı, yakıcı olandan değil, ıslah edici, onarıcı, yapıcı olandan yana kullanmak için
İkiyüzlü/ikisözlü olmamak için
Hayatıma parça tesirli fiskos bombası fırlatmamak için
Gıybetin yaktığı dudaklarda artık çiçeklerin açması için
GIYBET ETMİYORUM!
      
    Her gıybetçi mütekebbirdir
Sosyologlar gıybeti "sosyal silah" olarak tanımlıyorlar. Başkalarına yönelttiğimiz, "öteki"ini yaraladığımız bir silah.
...
Dr. Nigel Nicholson şu üç soruyu kendimize sormamızı istiyor:
1.Biri hakkında başkasına verdiğimiz bilgi, o kişinin savunma yapmasını gerektiriyor mu?
2.O okişi hakkında bilgiyi başkalarına anlatırken, hakkında bilgi verdiğimiz kişiden daha iyi ve daha kusursuz olduğunuzu düşünüyor musunuz?
3.Bu bilgiyi paylaşmaktaki amacınız başkalarınadaha iyi (en azından ondan daha iyi) görünmenizi sağlamak olabilir mi?
      
              
              Türü
          Deneme
              Sayfa Sayısı
              176
          Baskı Tarihi
              2009
          ISBN
              978-975-263-927-0
          Baskı Sayısı
              0. Baskı
          Sözün güzelini söylemek için
Kardeşimin hatırını onun yokluğunda da korumak için
Emaneti ehline vermek, kardeşimin hatasını (emanetini) başkalarına taşıtmamak için
Tercihimi kınayıcı, yargılayıcı, yakıcı olandan değil, ıslah edici, onarıcı, yapıcı olandan yana kullanmak için
İkiyüzlü/ikisözlü olmamak için
Hayatıma parça tesirli fiskos bombası fırlatmamak için
Gıybetin yaktığı dudaklarda artık çiçeklerin açması için
GIYBET ETMİYORUM!
      
    Salih olmayan amel
Bir eylemi "salih" eyleyen, "iman"dan sonra gelişidir, iman ederek işlenişidir. Ardında imanolmayan eylem ne kadar düzgün görünürse görünsüni "salih" ve "sahih" değildir. İman Allah'ın varlığına inanmaktan fazlasıdır; Allah'a göre yaşamaktır. Allah'la yaşamaktır, Allah'ın gördüğünü/bildiğini/işittiğini gözeterek yaşamaktır... ...Tek cümlelik gıybet bile salih olmayan amelden beklenenlerin hepsini yerine getirmeye yeter.
      
              
              Türü
          Hatırat
              Sayfa Sayısı
              393
          Baskı Tarihi
              Kasım 2007
          Yazılış Tarihi
              1992
          ISBN
              9944-125-03-2
          Baskı Sayısı
              3. Baskı
          Basım Yeri
              İzmir
          Editörü
              Şeref Yılmaz
          Yazan: AHMED ŞAHİN
Yazı Kaynağı: Zaman Gazetesi, Ailem Eki, Sayı: 228
Çileli bir devrin hikayesini Ali Ulvi Kurucu merhumun hatıralarından okumak büyük bir şans. Hayatını tamamen ilme adamış yüksek bir kâmet olan merhum Kurucu, hatıralarıyla da irşad vazifesini yerine getiriyor.
      
    Gıybet Neden Kötü
Meselâ gıybet dille yapılır. Meselâ, yine hiç biriniz sormadınız: Yahu gıybet, bir adamın arkasından, onun hoşlanmadığı şeyleri konuşmakmış... Bu iş neden bu kadar kötü oluyor? Bunun manası nedir? Sormadınız ama ben size söyleyeyim: Kur'an-ı Kerim niçin onun üzerinde bu kadar duruyor?
"Gıybette hukuka, insanın hakkına tecavüz vardır... İnsanın malını çalan, canına kasdeden, ırzına namusuna musallat olan kimsenin adı canidir. Cinayeti, tecavüzü ve teaddisi vardır... Gıybette de insanın manevî şahsiyetine taarruz ve tecavüz vardır. O şahıs burada olsa, münakaşasını yapar, müdafaasını yapar. Ama ortada yok... İşte İslâm, İslâm'ın kitabı Kur'an-ı Kerim, o şahsın yokluğunda, onun manevî kıymetini koruyor.
"İnsanlar cemiyetlerde, şerefle, itimadla, isimle yaşar. Ardından konuşulunca manen kaybı olur, şahsiyeti zarar görür. Onu sevenler: Allah, Allah yahu biz bu adamı severdik, demek ki sevilecek insan değilmiş, diye düşünürler...
"İşte İslâmiyet, bir kimseye, böyle manevî zarar vermeyi, ölü kardeşinin etini yemekle bir tutuyor. Bu, en büyük günahlardan sayılır.
"Efendiler, başımıza gelen felâketler, bütün gafletimizden geliyor. Eğer gıybetin, bu kadar mühim, bu kadar acı, bu kadar yaralayıcı bir günah olduğunu bilsek, kim gıybet edebilir?
"insanın hiç iyiliği yok mu? Fakat nefs-i emmare, bizi günahlara sevkeden şeytan, Müslüman kardeşimizin zaaflarını, kötü taraflarını gösterir... Yine şeytanın ikinci bir hilesi daha vardır ki, âyet-i kerîmede ona şöyle işaret buyurulur: 
Zeyyene lehumu'ş-şeytânu a'mâlehum!  
Habibim! Günahkârlara, âsîlere, günah işlemekten korkmayanlara, şeytan, kötü işlerini yaldızlar da iyi gösterir; onlardan zevk alırlar.
"İşte dilimizin ne olduğunu, ona hâkim olmanın neler kazandıracağını, mahkûm olmanın neler kaybettireceğini bununla görün!..."
      
              
               
