Türü
          Roman
              Sayfa Sayısı
              419
          Baskı Tarihi
              2010
          Yazılış Tarihi
              1935
          ISBN
              978-975-07-0776-6
          Baskı Sayısı
              7. Baskı
          Basım Yeri
              İstanbul
          Orijinal Adı
              The Clown and His Daughter
          Sinekli Bakkal, Halide Edip Adıvar'ın ünlü romanıdır. İlk olarak İngilizce The Clown and His Daughter, (Soytarı ile Kızı) adıyla 1935 yılında Londra'da yayımlanmıştır. Türkçe olarak ilk defa 1935 yılında Haber gazetesinde tefrika edildi. Daha sonra 1936 yılında kitap olarak basılmıştır. 2006 itibariyle 37. basımı yapılmıştır. Birçok yabancı dile çevrilen roman, 1942'de CHP Roman Armağanı'nı kaz
      
    Neden Altını Çizdim?
              Acaba anlatılan tipe "halk filozofu" demek çok mu iyimser kaçmış? 
          Halk filozofu
Halk sınıfına mensup örnekleri Tevfik doğrudan doğruya açık ve realist bir ifadeyle yaşatıyordu. Zahiren muti, dalkavuk, büyüklerin yüzüne gülüyorlar, arkalarından alay ediyorlar, terzil ediyorlar; kalplerinde adalet hissinden doğma bir isyandan ziyade kıskançlıktan vücuda gelen bir gayz ve gizlet...Daha ziyade menfi sahalarda söyleyen, yaşayan Abdülhamid devrinin halkı. Karagöz'ün kendisi Tevfik'in elinde aslından daha sevimli ve manalı olmuştu. O da bütün öteki çaresiz halk gibi dalkavuk, onlar gibi geveze. Kulağında patlayan şamarı, tepesine inen yumruğu sırıtarak hazmediyor, fakat tavrı ile başka türlü harekete imkân olmadığını anlamak isteyen pratik bir halk filozofu olduğunu gösteriyordu.
      
              
              Türü
          Roman
              Sayfa Sayısı
              400
          Baskı Tarihi
              1999
          Baskı Sayısı
              1. Baskı
          Basım Yeri
              İstanbul
          Mütefekkir romancı bu eserde insan ruhunun derinliklerine büyük zekasının ışığını tutmaktadır. romanda asil bir ruhun insanın anlaşılmazlığı karşısındaki bunalımları, ikiyüzlülüğe ve bayağılıklara karşı isyanı verilmektedir. Harb yıllarının ahlâkı ve içtimâi hayanı verilmektedir. Harb yıllarının ahlâkı ve içtimâî hayatı perişan eden havası iinde dürüstlüğün ve ülkücülüğün savunması yapılmakta, kozmopolitliğe karşı milliyetçilik, materyalizme karşı maneviyatçılık bayraklaştırılmaktadır.
      
    Maraba Ruhu
Ayıboğan İbrahim! Lakabını hem bir şeref,hem de bir tehdit gibi haykırmıştı.Buna bir terbiye meselesi  deyip geçilebilir;fakat herifin telefonla emir aldıktan sonra küstahlığın zirvesinden,birdenbire zilletin eteklerine de yuvarlanışı,kendi şahsına ait bir ahlâk veya seciye düşkünlüğünden ziyade bir cemiyet vak’asına benziyordu.Orhan biliyordu ki,devrinin birçok asayiş memurları bu Tayfur ve bu Ayıboğan İbrahim gibi zebunküştürler; biraz eğilene tekme atmak ve biraz yukarıdan alana yalvarmak,eteğine sarılmak onlarda müşterek bir mizaç haline gelmiştir.Kendilerinden kuvvetli olana karşı ziyan ettikleri gururu daha zayıfların izzetinefsini yağma ederek telafiye çalışırlar.Niçin? Korkarlar.Aç kalmaktan korkarlar.Etek öpmeleri  bundandır 
      
              
               
