| Edebiyatta Mantık | Anlaşılmayan bir eser ya hezeyandır, paletin üstündeki boyalar gibi mânâsız bir renk yığını, kurutma kâğıdının üstüne çıkmış sözlerin tesadüfle yan yana gelmesi gibi mânâsız bir kelime yığını, piyanon | 94 |  | 
          
                                                                                        | Edebiyatta Mantık | Geceyle aramızda mavi bir şey sallanır 
Ki ölüm kadar uzak, ki ölüm kadar güzel
mısraları karşısında bir mantıkçı sorabilir:
- Nedir o sallanan şey? Neden mavi? Neden ölüme benziyor? Neden güzel? | 95 |  | 
          
                                                                                        | Edebiyatımız Belediyesizdir | Genç şiirimizde görünen fantezi temayülleri, garabetler, aykırılıklar, belirsizlikler, küstahlık derecesindeki fikir ve hayal cür'etleri taassupsuz, fakat müsamahasız bir tasfiyeye muhtaçtır. | 96 |  | 
          
                                                                                        | Garb Kalıbı Içinde Şark An'anesi | ../
Genç neslin en güzel hikâyeleri bunlarsa, Türk hikâyesinin, doğduğu tarihdenberi, benimsemeğe çalıştığı garb kalıbı içinde şark an'anesine sadık kalmağa devam ettiği görülür: Tam bir kompozisyon b | 96 |  | 
          
                                                                                        | Türk Şiiri Belediyesizdir | Genç şiirimizde görünen fantezi temayülleri, garabetler, aykırılıklar, belirsizlikler, küstahlık derecesindeki fikir ve hayal cür'etleri taassupsuz, fakat müsamahasız bir tasfiyeye muhtaçtır. | 96 |  | 
          
                                                                                        | Türk Hikayeciliği | (Bir Hikaye Antolojisinden bahsettikten sonra…) Genç neslin en güzel hikâyeleri bunlarsa, Türk hikâyesinin, doğduğu tarihdenberi, benimsemeğe çalıştığı garb kalıbı içinde şark an'anasine sadık kalmağa | 124 |  | 
          
                                                                                        | Yerli Söz İstihsali | "Öz Türkçe" deyip durduğumuz, pürüzleri ayıklanmış, yabancı tortulardan elenmiş ve süzülmüş güzel dille yazmak hem çok kolaydır, hem de çok güç.
Kolaydır; eğer yazının içinde mücerred fikirler, mefhum | 143 |  | 
          
                                                                                        | Boyalı Cümle | Yalnız, gece yanlarından sonra, köşe başlarında bekleyerek en yabancı adama en mahrem bakışlarla gözlerini süzen kadının renksiz ve kabuklu dudağı; yalnız bir macuncunun, bir virane çocuğuna sürdüğü k | 147 |  | 
          
                                                                                        | Nesirde Konuşur Gibilik | Türk Düşüncesi, 1 Temmuz 1954
Bir edebiyat soysuzlaşmaya yüz tuttuğu zaman ona birtakım belâ-fikirler musallat olur. | 163 |  | 
          
                                                                                        | Roman | Romandan Ne Anlarız?
Eski nesillerle yeniler arasındaki bu fark, dünkü romanla bugünkü roman arasında da var.
Düne kadar "roman" sözünden ne anlıyorduk?
Zannederim ki şuna yakın bir şey:
Ayrı ayrı sec | 190 |  |