Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
2004
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
9789754731927
Baskı Sayısı
0. Baskı
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
2004
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
9789754731927
Baskı Sayısı
0. Baskı
San Sebastiyan 1972
O yaz otuziki yaşında olmanın değil, daha erken bir yaşın, bir "yaşamak" ın dengesindeyim. Görebildiğim kadar dağ görmek istiyorum. Yanlarından, içlerinden ve üstlerinden görmek. Ve herbirine -isterse birbirlerinin aynısı olsun- dünyanın binbir meşakkatle varılan tek dağı gibi, elimde olmayan derin bir hayretle bakıyorum. Tıpkı yavrularıma ve denize baktığım gibi. Tıpkı sayısız ve çabuk çabuk ve kolayca oluşuna rağmen uyuyabilmemize ve uyuduktan sonra da uyanabilmemize duyduğum hayret gibi derin bir hayretle.
Güzellik uykuyu bırakıp bakınca görülebilir.
Güzellik uykuyu bırakıp bakınca görülebilir. Aksi halde baş tarafı dinlenmemiş bir masal gibi güzelliği anlamak da zor. Güneş doğduktan sonra gözlerini açanlar için geçen her dakika güzelliği anlamak için kaybedilmiş olacak.
Kuşlar
Horozlar
Yararlı bütün yaratıklar
Ve müslümanlar herhalde bunun için daima güneş doğmadan kalkıyorlar.
Nesneleşen Kadın
Batı kapitalizmi, kadını çalışma zorunda bırakırken bunun adını "özgürlük", "çalışma özgürlüğü" veya "kadın hakları" olarak koyuyorsa, böyle bir özgürlük anlayışı, benim özgürlük anlayışıma ters düşer. Geçen yüzyılın kapitalizmi, kadınların ve çocukların işgücünü ucuz bulup erkeklerin yerine kadınları çalışamaya zorlarken ve kadın çalışmadığı takdirde aç kalma tehlikesi ile karşı karşıya bırakılırken, kadının çalışmasını ona nimet gibi göstermek sahtekarlık sayılmalıdır. Batı kapitalizmi, kadını çalışmak zorunda bırakıyor, onu istismar ediyor, sonra da bunun adına özgürlük veya çalışma hakkı diyor; üstelik de nimet ihsan ediyormuş pozuna girerek..
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
133
ISBN
9758950010
Baskı Sayısı
0. Baskı
Okuyucu!Sen burada, bugün artık kaybettiğimiz değerlerimizle ilgili (nezaket, hayâ, tevekkül, merhamet, sabır, tefekkür, sadakat, dua, kanaat, gözyaşı vs.) kırk öğüt bulacak ve bunları şiirsel ilhamlarla okuyacaksın. Belki yazının içindeki öğüdü alacak, kıssadan hisse damıtacak, belki de unutuvereceksin. Ama ben sevgili okuyucu, bu yazıları, Efendim, "Her kim benim hadislerimden kırk tanesini belleyip başkalarına da öğretirse, kıyamet gününde Allah onu bilginler ve fakihler arasında diriltsin!"buyurduğu için yazdım. İsterim ki, sen de öyle okuyasın ve zihninde birkaç gün gezdiresin.
Aşktır ki gerisi vesairedir
Aşk iğnesiyle dikilince bir dikiş kıyamete kadar sökülmez imiş. Aşk ile insan elbet güneşe benzer; ve aşksız gönül misal-i taşa benzer. Hayatı aşka bölünce hayat çoğalır; bütün hayatları toplasam geriye aşk kalır. Gelip kemiğe dayanınca dünya, hayata atılan kement olur.
Türü
Hikâye
Sayfa Sayısı
143
Baskı Tarihi
Kasım 2006
Yazılış Tarihi
2006
Baskı Sayısı
1. Baskı
Editörü
Emine Eroğlu
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
375
Baskı Tarihi
Kasım-1984
Baskı Sayısı
0. Baskı
Orijinal Adı
Hatırlıyorum
Sevgi
Dostoyevski'nin bir sözü vardır: herkesi sevmek iddiası altında, asıl sevmemiz gerekenlerin sevgi payını hiç de hakkımız olmadığı halde çalmak namussuzluğu, alçaklığı yatar, der ... "
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
375
Baskı Tarihi
Kasım-1984
Baskı Sayısı
0. Baskı
Orijinal Adı
Hatırlıyorum
İnsanımız
Kemal Tahir:
- Bizde, genel ve yaygın anlamıyla psikoloji yoktur, derdi. İnsanımızın büyük çoğunluğu olaylara psikolojik açıdan yaklaşmaz. Yahu yaklaşsa, sokakta deli görünce güler mi hiç!
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
375
Baskı Tarihi
Kasım-1984
Baskı Sayısı
0. Baskı
Orijinal Adı
Hatırlıyorum
Dostluk Üzerine
Dostluklar her üç beş yılda bir tasfiyeye uğrar, diyor yine Kemal Tahir. İnsan tükenmez mi? İnsan bal gibi tükenir! Aşanlar seni bırakır, aştıklarını sen bırakmak zorunda kalırsın, seninle birlikte yol alabilmişlerle sürer bir tek dostluğun...
İkna Odası
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
156
Baskı Tarihi
2004
Yazılış Tarihi
2004
ISBN
978-975-263-829-7
Baskı Sayısı
2. Baskı
Editörü
Emine Eroğlu
Nermin, Seher ve Nuray... Üniversite kayıt kuyruklarından ikna odalarına alınan, kendi varoluş hakikateleri ile gelecek kaygıları arasında bir seçim yapmaya zorlanan yüzlerce genç kızı temsil eden üç örnek... Yıldız Ramazanoğlu hayatları binbir paraçaya bölünen üç arkadaşın öyküsünü incelikli bir bakışla anlatıyor. Bir sosyal meseleyi edebiyatın konusu yapmayı, sadece başörtüsü yasaklarıyla sınırlı kalmayan kadın sorunlarını dünya kadar açılıma sahip bir insanlık durumu olarak sunmayı ustalıkla başarıyor.
Birbirimizin örtüsü olabiliriz !
Birbirimizin örtüsü olabiliriz ama parçası değiliz öyleyse dedi. Çünkü müstakil varlığımız tek ve bütündür.