Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
0
Baskı Tarihi
2000
ISBN
975-7462-94-2
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Dergâh
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarından derlenen "Yaşadığım Gibi" yazarın, şair, hikayeci - romancı ve edebiyat tarihçisi olarak millî kültürümüzle ilgili özlü fikirlerini yansıtmaktadır.
Neden Altını Çizdim?
"epeyce müphem, hattâ bazan karanlıkta yapılmış bir
el işareti gibi mânâsız izahlar" ifadesi ne kadar güçlü bir ifâde!

İnsan

Diyalektik, insanı tarife çalıştı. Meşhur tüysüz ve iki ayaklı hayvan safsatasından siyası, mantık! veya sadece teessürî mahlûk düsturlarına kadar bir yığın tarif, "insan bir tezatlar mecmuasıdır", "insan bir âhenktir" tarzında epeyce müphem, hattâ bazan karanlıkta yapılmış bir el işareti gibi mânâsız izahlar hepimizin hatınndadır. Pascal'ın insan hakkında verdiği "düşünen saz" tarifi, şiirin diliyle söylendiği için bu cinsten tecritlerin en güzeli, belki en manalısıdır.

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
350
Baskı Tarihi
2013
Yazılış Tarihi
1948
ISBN
978-975-07-1283-8
Baskı Sayısı
38. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Can Yayınları
Editörü
Ayça Sabuncuoğlu
Mütercimi
Celâl Üster
Orijinal Adı
Nineteen Eighty Four

Parti'nin dünya görüşü, onu hiç anlayamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu. (...) Her şeyi yutuyorlar ve hiçbir zarar görmüyorlardı çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden sindirilmeden geçip gitmesi gibi, yuttuklarından geriye bir şey kalmıyordu.

Diktatörlük ve Devrim

Diktatörlük bir devrimi korumak için kurulmaz. Bir diktatörlük kurmak için devrim yapılır.

Zalim Düşünceler

'' Mehmet, yıpranmamış insanlıktı. inceliklerini kendisinde bulurdu. şimdi de cins horoz gibi lokantanın dibinde kendi kendine kibirleniyordu. bu, maddesine hürmet ve hayranlıktı. hakikatte bir nevi iptidai narsizm ki, ayna diye sadece kadının vücudunu alıyor, orada aksini biraz bulanık görünce istikrahla fırlatıp atıyor ve değiştiriyordu. bunu kadınlar da yapabilirdi. belki nuran da bir gün kendisi için böyle yapacaktı. birdenbire gelen bu düşünce, o kadar zalim oldu ki, Nuran farkına vardı: -ne oldu neyin var? -hiç, dedi. kötü itiyatlar. bir düşünceyi, en zalim şeklini alıncaya kadar, kafasında çevirmek itiyadı. -niçin bugünü yaşamıyorsun mümtaz? neden mazi ya da istikbaldesin? bu saat de var... ''

Yalnız adam

fakat işin garibi, aynı merhalelerden geçmelerine, içlerinde aynı zemberekler çalışmasına rağmen, kendisinde belki onlarla en iyi anlaşacak taraftan habersizdi. hayır, oturmak, onlarla konuşmak beyhudeydi. bütün bu insanlar dostlarıydı. tıpkı bu kahve, bu ağ, bu duvara dayalı direkler, biraz ilerdeki cami, çeşme gibi hepsi dostuydular. hattâ şu iskelede her sabah kendisini bekleyen ve buraya kadar peşinden gelen, belki de ta yukarıya kadar onunla çıkacak olan siyah kıvırcık tüylü köpek yavrusu da dostuydu. fakat bugün Mümtaz sevincinde yalnızdı ve bu hep böyle olacaktı. yarın ıstıraplarında yalnız kalacak. bütün tanıdıkları, dostları için bir muamma, bir meçhul. yahut hayatın kenarına fırlamış bir rakam olacak, öbürsü gün öldüğü zaman da aynı şekilde yalnız ölecekti...''

Türü
Hikâye
Sayfa Sayısı
364
Baskı Tarihi
Kasım 1999
Baskı Sayısı
4. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Dergâh

Sarahât

Gece yarısı zindanında uyanan mahpus, yatağında terleyen ümitsiz hasta, bir zillet tufanında kendisini her an boğulmuş sanan biçâre, velhasıl her cinsten muztarip, sabah güneşini bir şifa gibi bekler. Ve o gelir gelmez bütün sefalet ve ıztıraplarının hiç olmazsa hafifleyeceğini zanneder. Bu da gösteriyor ki insan kafası için sarahat en tabiî ihtiyaçtır. Hakikatte bütün bu zavallılar için güneşten beklenebilecek ne vardır? Hangimiz arkamızda bu zalim gözün aynı çiy parıltı ile aydınlattığı günlerin birbirine benzeyen sıkıcı yükünü hatırlamayız?..

Türü
Hikâye
Sayfa Sayısı
364
Baskı Tarihi
Kasım 1999
Baskı Sayısı
4. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Dergâh

Aklın serhaddi

Uzun zaman bir uçurum kenarında en tehlikeli adımlarla yürümüş bir adam gibi başı dönüyordu. Hiçbir zaman aklın serhaddi dediğimiz bıçak sırtında bu kadar uzun uzadıya dolaşmamıştı.

Türü
Hikâye
Sayfa Sayısı
364
Baskı Tarihi
Kasım 1999
Baskı Sayısı
4. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Dergâh

Kerata

Babam geldik geleli, oğlana kendisine > demesi için yapmadığını bırakmıyor. Ayrıca her akşam da bir küfür öğretiyor. İleride lazım olur. En sağlam akçadır. Bozdurur rahatını satın alırsın! diyor. ../.. Hülâsa evcek acayip bir mektebe başlamış gibiyiz. Şaka bir tarafa çocukların terbiyesi bozulur mu dersin?

Türü
Hikâye
Sayfa Sayısı
364
Baskı Tarihi
Kasım 1999
Baskı Sayısı
4. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Dergâh

Gözler

Göz korkunç bir şahit, değil mi? Yahut korkunç ayna.. Her şeyi, ifşa ediyorlar. Hele hislerimizi gizlemek isteyince bakışlarımız nasıl değişir? Kaskatı olurlar. Ve biz gizledik sanırız.