Türü
          Araştırma
              Sayfa Sayısı
              128
          Baskı Tarihi
              2003
          Yazılış Tarihi
              1963
          Baskı Sayısı
              1. Baskı
          Basım Yeri
              İstanbul
          Mütercimi
              İhsan Durdu
          Orijinal Adı
              The Ordeal of Change
          Eric Hoffer, Amerikalı bir toplum filozofuydu. 1902 yılında doğan Eric Hoffer, dokuz kitap yazdıktan ve Başkanlık Özgürlük Madalyasını aldıktan sonra 1983 yılında öldü. İlk eseri olan Kesin İnançlılar ile üne kavuşan Hoffer, başarılı bir yazar olarak hayatını sürdürdü.
Yedi yaşında bilinmeyen nedenlerle kör olan Hoffer'ın gözleri onbeş yaşında açıldı. Tekrar kör olma korkusuyla mümkün olduğu kadar kitap okumaya çalışan Hoffer, görme yetisini bir daha yitirmediği gibi, edindiği oburca okuma alışkanlığını sürdürdü ve kendi kendini eğitti. 
Özgüvenin Yerine Gurur
Köklü değişime uğramış insanlar sadece kıt bir eylem imkanıyla yüzyüze kalır veya bireysel girişimler yoluyla kendine güven ve öz-saygı edinemez ya da edinmelerine izin verilmezse her şey değişir. Bu durumda, denge, değerlilik ve kendine güven için duyulan açlık, bunların yerine başka şeyler ikame etmeye yönelir. Kendine güvenin yerini iman, öz-saygının yerini gurur, bireysel dengenin yerini ise üyeleri birbirine sıkı sıkıya bağlı bir grup alır.
../..
Gerçekten istemediğimiz bir şeyi asla yeterince benimseyemeyiz. İstediğimiz şey, meşruluğu sabit bir kendine güven ve öz-saygıdır. Asıllarına sahip olamadığımız şeylerin yeterli miktarda ikamesini elde etmemiz asla mümkün değildir. Kendimizi makul ölçüde iyi bulmak ve vasat bir kendine güvene sahip olmak bize yetebilirse de, kutsal
bir davaya olan inancın aşırı ve uzlaşmaz olması gerekir. Bir ulus, bir ırk, bir lider veya bir partiyle özdeşleşmekten doğan gurur, aşırı ve küstahçadır. İkame bir şeyin asla organik bir parçamız olamayacağı gerçeği, o şeye bağlılığımızı tutkulu ve hoşgörüsüz kılar.
      
              
              Türü
          Deneme
              Sayfa Sayısı
              285
          Baskı Tarihi
              1996
          ISBN
              975-94832-0-3
          Baskı Sayısı
              0. Baskı
          Basım Yeri
              istanbul
          Mütercimi
              Metin Karabaşoğlu
          Orijinal Adı
              Pensées
          İki hastalık
İnsanın en önemli iki hastalığı, onu Allah'tan uzaklaştıran gurur ile, onu dünyaya bağlayan şehvettir.
      
              
              Türü
          Roman
              Sayfa Sayısı
              157
          Baskı Sayısı
              0. Baskı
          Vikipedi, özgür ansiklopedi
İnsancıklar, 19. yüzyıl Rus yazarlarından Dostoyevski'nin ilk romanı (1846). İlk Rus toplumsal romanı sayılır. Romanın ana teması diğer Dostoyevski romanlarında olduğu gibi "acıma" dır. Eserin ortaya çıkışı ilginçtir:
Yazar eseri bitirir bitirmez bir arkadaşına (Grigoroviç) okutur, o da eserden o kadar etkilenir ki romanı hemen gecenin bir yarısı döneminin önemli şairlerinden Nikolay Nekrasov'a götütür.
      
    Neden Altını Çizdim?
              Dostoyevski ilk romanı olan İnsancıklar'ı yazdığında 24 yaşındadır. "çizmeye gururumu korumak için ihtiyacım var." dediği sıralarda Gogol'un Palto'su da yayınlanmıştı. Palto'nun sarsıcı tarafı "bir insan hayatını neye bağlarsa, umudu her neydeyse onunla yaşar, onda nefes alır, onunla ayakta kalır. Varoluşuna o anlamı yükler sadece ve elinden kendini hayata bağlayan tek ve en önemli tutanağı alırsanız, ölür." cümlesini hiç acımadan yüzümüze çarpıyor oluşuydu. İnsancıklar'ın yukarıda alıntıladığım bölümününse bende başka çağrışımları oldu. Elim ayağım buz keserken, yazmadan geçemedim. 
Peki, insanların soğuğundan korunmak için ruhumuza ne giydireceğiz? "İnsan içine çıkmak" çizmeyle, kürkle, paltoyla, koca bir nasreddin hoca fıkrasına çevirdiğimiz hayat... ve insanlar neden bir çıplak gördüklerinde, ona acıyarak, aslında sırtlarının pek oluşundan gurur duyar? İnsan neden kendinden herhangi bir ölçütte altta olanı ezme, aşağılama güdüsündedir? Ruhumuzu ezme fırsatını vermeyelim diye neleri giyiyoruz üstümüze?
Dostoyevski'nin ve benim sorum bu.
          Peki, insanların soğuğundan korunmak için ruhumuza ne giydireceğiz? "İnsan içine çıkmak" çizmeyle, kürkle, paltoyla, koca bir nasreddin hoca fıkrasına çevirdiğimiz hayat... ve insanlar neden bir çıplak gördüklerinde, ona acıyarak, aslında sırtlarının pek oluşundan gurur duyar? İnsan neden kendinden herhangi bir ölçütte altta olanı ezme, aşağılama güdüsündedir? Ruhumuzu ezme fırsatını vermeyelim diye neleri giyiyoruz üstümüze?
Dostoyevski'nin ve benim sorum bu.
İnsan paltoyu başkaları için giyer!
Yarın daireye giderken ne giyeceğim ayağıma? Bu düşünce insanı perişan etmeye yeter de artar Varvara'cığım. Aslını ararsanız, kendim için üzülmüyorum. Dondurucu soğukta paltosuz, yalınayak da dolaşabilirim. Ne yapayım, katlanırım. Uysal, küçük bir insanımdır... Ama elalem ne der? Dili zehir saçan o canavalar daireye paltosuz geldiğimi görünce neler söylemezler! 
İnsan paltoyu- belki çizmeyi bile- başkaları için giyer. Çizmeye gururumu korumak için ihtiyacım var. 
      
              
              Türü
          Hikâye
              Sayfa Sayısı
              138
          Baskı Tarihi
              2007
          ISBN
              978-975-342-226-0
          Baskı Sayısı
              9. Baskı
          Basım Yeri
              İstanbul
          Editörü
              Müge Gürsoy Sökmen
            "Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı'nda baskı, bir dış etken, insan eliyle oluşturulduğunda ne denli bilinse de bir tür kıran gibi ortaya çıkar. Bizans'ta 'resimkırıcılık' diye adlandırılan baskı dönemi başlatılırken genç keşiş Andronikos'un kendi kendine sorduğu soru şudur: Birey olarak bu baskı karşısında, benimsemediğim, ama bana zorla benimsetilmek istenen bu yeni inanç karşısında ne yapmalıyım? İnsan içerikleri, toplumdan topluma, dönemden döneme, çağdan çağa değişebiliyor.
      
    Türü
          Roman
              Sayfa Sayısı
              391
          Baskı Tarihi
              2006
          Yazılış Tarihi
              1951
          ISBN
              978-975-437-057-7
          Baskı Sayısı
              16. Baskı
          Basım Yeri
              İstanbul
          Peyami Safa, bu eserinde insanlığı materyalizmin kör çenberini kırmağa, kendini kaydettiği ruhunu bulmaya çağırmaktadır. Asrımızda insanın bütün problemleri bu noktada düğümlenmektedir. Ve Allah'ı bilmedikçe, insanlık buhrandan buhrana yuvarlanacak, huzur ve sükun bulamıyacaktır.
      
     
 
 
 
