Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
285
Baskı Tarihi
1996
ISBN
975-94832-0-3
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
istanbul
Mütercimi
Metin Karabaşoğlu
Orijinal Adı
Pensées
Neden Altını Çizdim?
Ümmetin ihtilafı ve Türkiye mozayiği gibi konularla iyi gidebilir.
Birlik-Çokluk
Birliğe indirgenmeyen bir çokluk, karmaşadır. Çokluğa bağımlı olmayan bir birlik, zorbalıktır.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
ISBN
975-388-044-8
Baskı Sayısı
0. Baskı
Mütercimi
Ahmet Cemal
Körleşme, düşünce ile gerçeklik arasındaki sürekli savaşımın görkemli bir simgesidir; dünya kargaşasındaki insanoğlunun yükselişini ve çöküşünü dile getiren bir anıt-romandır. Çağımız edebiyatının ağırlık noktalarını oluşturan tek bir konu yoktur ki, bu romanda işlenmiş olmasın. Körleşme, gerçekte büyük bir dehşetin romanıdır; görünüşteki bireysel boyutlar içerisinde, körleşmiş düşünce ve körleşmiş toplum gibi ana temellerden kaynaklanan, bu körleşmenin korkunç sonuçlarını sergileyen bir çağdaş destandır.
Katlanabilmek için
Süreklilik niteliğini özünde taşıyan zamandan kaçabilmenin bir tek yolu vardır insanoğlu için: arada sırada zamanın akışına gözlerini kapamak ve böylece görüldüğünde bize yabancı, itici gelmemesi için onu taşınabilir parçalarına bölmek.
Tufan
Tufan gerçeğinin manevi yorumunda insanoğlunun tarih, zaman, hayat ve kader problemleriyle yüzyüze gelip boğulacak gibi olduğu anda ilahi lutufla kurtulduğunun öyküsü yatmaktadır.
Türü
Hikâye
Sayfa Sayısı
223
Baskı Tarihi
2010
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Mütercimi
Mazlum Beyhan
Kitap; Neva Bulvarı, Burun, Portre, Palto, Bir Delinin Hatıra Defteri ve Fayton isimli öykülerden oluşuyor.
Güzellik-Aptallık
...Burada Schiller'in karısının bütün sevimliliğine karşın aptal bir kadın olduğunu belirtmek zorundayız.Bunu , aptallığın güzel bir kadının güzelliğine güzellik kattığını bilmemize karşın belirtmek zorundayız. Öyle kocalar vardır ki,karılarının aptallığından büyük sevinç duyarlar,bunu çoçuksu bir safiyetin belirtisi gibi görürler.Ey güzellik,sen nelere kadirsin! Ruhsal yetersizlikler,kusurlar güzel bir kadında iticilik şöyle dursun, ona ayrı bir çekicilik kazandırıyor. Ayıp diye nitelenen şey güzel bir kadında sevimli duruyor.Kadından güzelliğini alın kendisine sevigi değilse de saygı duyulmasını sağlayabilmek için kadının erkekten yirmi kat daha akıllı olmasını gerektirir.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
119
ISBN
978-975-437-048-5
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Sükut
Sofradaki münakaşanın çirkin bir çocuğu doğdu. sükut. ruhlar acılaşmıştı ve güzel bir mevzua girilemiyordu
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
119
ISBN
978-975-437-048-5
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yalancı istikbal
Meçhul ümitlere inanmadığım an,beni kurtaracak şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum.Ümit etmek bile az. Emin olmak ihtiyacı.Yalancı istikbalin şüpheli vaatlerine değil,teminatına ve senedine ihtiyacım var. Halbuki o vaat bile etmiyor ve kendisine beni nasıl karşılayacağını sorduğum vakit, korkunç bir dilsizlikle susuyor.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
119
ISBN
978-975-437-048-5
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
119
ISBN
978-975-437-048-5
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Bizden uzaklaşmadıkça bize görünmeyen sıhhat
Bizden uzaklaşmadıkça bize görünmeyen sıhhat, itiyadın verdiği hissizlikle, sağlamların şuurundan kaçıp nasıl ve nereye saklanıyor? Onu ben görüyorum, çünkü benden uzak ;onu ben Mithat Bey'in kırmızı yüzünde,çelikli damarlarında,arkadaşımın otururken rahat gerilişlerinde, bacaklarını uzatışlarında korkusuz bakan gözlerinde görüyorum
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
119
ISBN
978-975-437-048-5
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Aslından daha korkunç olan gölge
Korkunun bu derinleşen nev'i dayanılacak şey değil; ıstırabın vukuundan evvel ruhta bir gölgesinden ibaret olan korku,ıstıraptan bin kat daha müthiş. Muhayyilenin ışığına yaklaştıkça ruhta uzanan, büyüyen ve aslından daha korkunç bir gölge.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
119
ISBN
978-975-437-048-5
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Ameliyat öncesi
Bana uzatılan ellere , bir uçurumun dibinde imişim gibi sarıldım. Bir tek cevabı saatlerce sürebilecek sualler soruyorlardı; hiçbirine cevap veremiyordum. Yüzlerce kelimeyi teksif edebilecek bir baş hareketi, bir bakış bir teneffüs arayarak susuyordum.