Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
528
Baskı Tarihi
1971
Baskı Sayısı
4. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Remzi Kitabevi

Bu kitap, ilkokul öğretmeni olarak yetişmek üzereyken, Birinci Dünya Harbinde savaşa katılan ve sonra Büyük Turan´ı kur

Şevket Süreyya Aydemir

Tuna’lı bir göçmen ailesinin oğludur. Babası, hayatı boyunca topraksız bir köylü olarak başkalarının toprağında ve hizmetinde çalışmıştır. Edirne’de doğan Aydemir ilk ve orta öğrenimini orada yaptı. Edirne Öğretmen Okulu’nu bitirdi. I. Dünya Savaşı’nda yedek subay olarak Kafkas cephesindeki çarpışmalara katıldı. Subay olan ağabeyleri I. Dünya Savaşı’nda şehit oldu. Aydemir de Sarıkamış Savaşı’nda yaralandı. Neslinin büyük çoğunluğu gibi o da Turancılık akımının ateşli bir taraftarıydı.

Frédéric Lenoir

Fransız Sosyolog, Yazar, Filozof Frédéric Lenoir (1962), Hayvanlar İçin Birlikte Derneği’nin kurucusu, SEVE Vakfı’nın (Birlikte Var Olmayı ve Yaşamayı Bilmek) kurucularından biridir. Yirmi civarında dile çevrilmiş elliyi aşkın kitabın yazarıdır. Son denemelerinden bazıları şunlardır: 

La Sagesse expliquée à ceux qui la cherchent [Bilgeliği Arayanlar İçin Açıklamalı Bilgelik], 
Du bonheur, un voyage philosophique [Mutluluğa dair: Felsefi bir yolculuk]; 

Türü
Araştırma
Akademik
Sayfa Sayısı
139
Baskı Tarihi
Haziran 2022
Yazılış Tarihi
2017
ISBN
9786254050688
Baskı Sayısı
7. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Editörü
Devrim Çetinkasap
Mütercimi
Aslı Sümer
Orijinal Adı
Le Miracle de Spinoza

Arka kapak:

Yirmi üç yaşındayken sapkınlık suçlamasıyla Yahudi cemaatinden atılan Baruch Spinoza, hayatını felsefeye vakfetmeye karar verir. Amacı “üstün ve daimi bir sevincin hazzını kendisine sonsuza dek verecek” gerçek iyiyi bulmaktır. Hayatının kalan yirmi yılında devrimci bir eser inşa edecek, filolojinin, sosyolojinin ve etolojinin yanı sıra derinlik psikolojisinin de fikir babalarından biri olmayı başaracaktır. Ama hepsinden önemlisi, arzuyu ve hazzı merkeze alan, Tanrı, ahlak ve mutluluk tasavvurumuzu sarsacak bir felsefenin mucidi olacaktır.

Türü
Araştırma
Akademik
Sayfa Sayısı
139
Baskı Tarihi
Haziran 2022
Yazılış Tarihi
2017
ISBN
9786254050688
Baskı Sayısı
7. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Editörü
Devrim Çetinkasap
Mütercimi
Aslı Sümer
Orijinal Adı
Le Miracle de Spinoza

Arka kapak:

Yirmi üç yaşındayken sapkınlık suçlamasıyla Yahudi cemaatinden atılan Baruch Spinoza, hayatını felsefeye vakfetmeye karar verir. Amacı “üstün ve daimi bir sevincin hazzını kendisine sonsuza dek verecek” gerçek iyiyi bulmaktır. Hayatının kalan yirmi yılında devrimci bir eser inşa edecek, filolojinin, sosyolojinin ve etolojinin yanı sıra derinlik psikolojisinin de fikir babalarından biri olmayı başaracaktır. Ama hepsinden önemlisi, arzuyu ve hazzı merkeze alan, Tanrı, ahlak ve mutluluk tasavvurumuzu sarsacak bir felsefenin mucidi olacaktır.

Yahudi Milletinin Seçilmiş Millet Olması Meselesi

Spinoza bundan sonra İbrani halkının özgüllüğü meselesine gelir: Bu halkın özelliği peygamberlik yeteneği midir, özel görevi nedir? İşe, “ilahi seçim” mefhumunun hakiki ebedi saadetin sevinciyle hiçbir ilgisinin olmadığını anlatmakla başlar: Gerçek saadetin hazzına ulaşan, kendisini başkalarından üstün hissetmez ve üstünlüğünü ilahi bir seçilmişlik iddiasına dayandırmaz. “Kendini üstün hissetmenin verdiği sevinç tamamen çocukça değilse eğer, ancak hasetten ve kötü bir yürekten doğmuş olabilir.” O halde Musa'nın İbranilere; Tanrı'nın diğer milletler içerisinden onları seçtiğini (Tesniye, X, 15), diğerlerinin değil onların yanında olduğunu (Tesniye, IV, 4-7), kendisini tanıma imtiyazını onlara bahşettiğini (Tesniye, IV, 32) hiç durmadan anlatmasını nasıl izah edeceğiz?

Spinoza'ya göre bunun çok basit bir cevabı vardır: Bunun sebebi İbranilerin “zihinlerinin çocuksuluğu” ve onları “kanunu öğrenmeye teşvik etmektir”. Hakiki ebedi saadete aklın doğal ışığıyla erişemeyeceklerinden, onlara uyan bir söylem; yani bir yandan ruhlarını okşarken bir yandan da onları adil ve cömert olmakla özetlenebilecek 'Tanrı yasasını takip etmeye teşvik edecek bir söylem kullanmak gerekliydi. Başka bir deyişle İbranilerin insaniyetini yükseltmek için Musa kendisini, onların “katılaşmış” zihin ve yüreklerine uydurmuştu.

Kullandığı kelimeler çok sert gibi görünse de Spinoza'nın tek yaptığı, halkın hem kötülüklerinden hem de kalbini ve aklını ilahi emirlere açmaya direncinden hiç durmadan şikâyet eden Musa'nın ve Kitab-ı Mukaddes peygamberlerinin sözlerine başvurmaktadır.

Spinoza'nın Kitab-ı Mukaddes'in geleneksel Yahudi (hatta Hıristiyan) okumasından tamamen ayrıldığı nokta; İbrani halkının seçilmişliğini herhangi bir şekilde Tanrı'nın tercihi değil, İbranilerin, doğanın değişmez kanunlarında yatan Tanrı kanununu anlayıp uygulamasına yönelik pedagojik bir hile olarak görmesidir:

“Tanrı'nın hükmü derken tabiatın sabit ve değişmez düzenini, başka bir deyişle tabii şeylerin birbirini zincirle- me takip etmesini kastediyorum. Nitekim yukarıda söyle- diğimiz ve başka yerde de gösterdiğimiz gibi, tabiatın her şeyi ortaya çıkartan ve belirleyen evrensel yasaları Tanrı'nın ebedi kararlarından başka şey değildir.”! 

Böyle bir Tanrı ve inayet tasavvuru; doğanın dışında, insandakine benzer bir duyarlılık ve irade barındıran, belirli bir halka çok düşkün olup kendini ona gösterebilen bir Tanrı tasavvuruna sahip Yahudiler ve Hıristiyanlarda hâkim olanın tam zıddıdır. Spinoza'ya göre insanbiçimci temsillerin kaynağı korku ve cehalettir. Ondan birkaç yüzyıl sonra Freud, dünyanın dışındaki, kâdir-i mutlak, seven ve koruyan bir Tanrı'ya ait bu çocuksu temsilleri; dünyanın tehlikeli olduğunu, bir gün öleceğini ve ebeveynlerinin onu koruyacak kadar güçlü olmadığının bilince varan çocuğun hissettiği “çaresizlik” hissine bağlayarak açıklamaya çalışacaktır. İleride göreceğimiz gibi Spinoza düşüncesi Freud'unkinden çok daha az materyalist olsa da, TPİ'sinde anlattığının tam da bu olduğu kesindir ve şayet bu fikirler birkaç yıl öncesinde zihninde filizlenmekte idiyse ki bu çok muhtemeldir-, Yahudi cemaatinden neden o kadar şiddetle dışlandığını anlayabiliriz.


Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
456
Baskı Tarihi
2016
Yazılış Tarihi
2016
ISBN
9786055029630
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Kolektif Kitap
Editörü
Öykü Özçinik
Mütercimi
Poyzan Nur Taneli
Orijinal Adı
Homo Deus: A Brief History of Tomorrow

Hayvanlardan Tanrılara Sapiens kitabıyla insan türünün dünyaya nasıl egemen olduğunu anlatan Harari, Homo Deus'ta çarpıcı öngörüleriyle yarınımızı ele alıyor. İnsanlığın ölümsüzlük, mutluluk ve tanrısallık peşindeki yolculuğunu bilim, tarih ve felsefe ışığında incelediği bu çalışmasında, insanın bambaşka bir türe, Homo deus'a evrildiği bir gelecek kurguluyor.

Yola "önemsiz bir hayvan" olarak çıkan Homo sapiens, tanrılar katına ulaşmak uğruna kendi sonunu mu hazırlıyor?

Atalarımız Bugünü Görseydi

Yüzlerce yıl süren ekonomik büyümenin ve bilimsel gelişmenin sonucunda, en azından gelişmiş ülkelerde, yaşamın sakin ve huzurlu olması gerekirdi. Eğer atalarımız elimizin altındaki araçların ve kaynakların bolluğundan haberdar olsaydı, sanki cennetteymişiz gibi bir huzurla, dertsiz tasasız yaşadığımızı düşünürlerdi. Ne var ki gerçekler çok farklı. Tüm başarılarımıza rağmen, sürekli daha da fazlasını yapma zorunluluğunu ve üretme baskısını omuzlarımızda hissediyoruz.


Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
456
Baskı Tarihi
2016
Yazılış Tarihi
2016
ISBN
9786055029630
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Kolektif Kitap
Editörü
Öykü Özçinik
Mütercimi
Poyzan Nur Taneli
Orijinal Adı
Homo Deus: A Brief History of Tomorrow

Hayvanlardan Tanrılara Sapiens kitabıyla insan türünün dünyaya nasıl egemen olduğunu anlatan Harari, Homo Deus'ta çarpıcı öngörüleriyle yarınımızı ele alıyor. İnsanlığın ölümsüzlük, mutluluk ve tanrısallık peşindeki yolculuğunu bilim, tarih ve felsefe ışığında incelediği bu çalışmasında, insanın bambaşka bir türe, Homo deus'a evrildiği bir gelecek kurguluyor.

Yola "önemsiz bir hayvan" olarak çıkan Homo sapiens, tanrılar katına ulaşmak uğruna kendi sonunu mu hazırlıyor?

Anlamdan vazgeçmek

Sonuç olarak modern sözleşme eşi benzeri görülmemiş bir kudret vaadinde bulundu ve sözünü de tuttu. Peki bedeli ne oldu? Modern sözleşme güce karşılık anlamdan vazgeçmemizi istiyor. İnsanlar bu korkutucu taleple nasıl başa çıkabilir?

Anlamdan vazgeçmek dünyayı ahlak, güzellik ve merhametten mahrum, karanlık bir yere dönüştürecektir şüphesiz. Ancak insanevladının bugün sadece hiç olmadığı kadar güçlü değil aynı zamanda bir o kadar da uyum ve işbirliği becerisine sahip olduğu gerçeği de ortada. İnsanlar bununla nasıl baş ediyor? Ahlak, güzellik, hatta merhamet; tanrıların, cennetin ve cehennemin olmadığı bir dünyada nasıl var olacak?

Kapitalistler bu soruyu yanıtlarken, her zaman olduğu gibi, piyasanın görünmez elini övmekten geri kalmıyor. Ne var ki piyasanın eli sadece görünmez değil aynı zaman da kör de; bu yüzden insan toplumunu tek başına kurtarması mümkün değil. Tek bir ülke pazarı bile bir tür tanrı, kral ya da dini kurum olmadan kendini idame edemez. Mahkemeler ve polis dahil olmak üzere her şey satılığa çıktığında güven uçar gider, krediler çarçur olur, işletmeler batar.


Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
456
Baskı Tarihi
2016
Yazılış Tarihi
2016
ISBN
9786055029630
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Kolektif Kitap
Editörü
Öykü Özçinik
Mütercimi
Poyzan Nur Taneli
Orijinal Adı
Homo Deus: A Brief History of Tomorrow

Hayvanlardan Tanrılara Sapiens kitabıyla insan türünün dünyaya nasıl egemen olduğunu anlatan Harari, Homo Deus'ta çarpıcı öngörüleriyle yarınımızı ele alıyor. İnsanlığın ölümsüzlük, mutluluk ve tanrısallık peşindeki yolculuğunu bilim, tarih ve felsefe ışığında incelediği bu çalışmasında, insanın bambaşka bir türe, Homo deus'a evrildiği bir gelecek kurguluyor.

Yola "önemsiz bir hayvan" olarak çıkan Homo sapiens, tanrılar katına ulaşmak uğruna kendi sonunu mu hazırlıyor?

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
456
Baskı Tarihi
2016
Yazılış Tarihi
2016
ISBN
9786055029630
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Kolektif Kitap
Editörü
Öykü Özçinik
Mütercimi
Poyzan Nur Taneli
Orijinal Adı
Homo Deus: A Brief History of Tomorrow

Hayvanlardan Tanrılara Sapiens kitabıyla insan türünün dünyaya nasıl egemen olduğunu anlatan Harari, Homo Deus'ta çarpıcı öngörüleriyle yarınımızı ele alıyor. İnsanlığın ölümsüzlük, mutluluk ve tanrısallık peşindeki yolculuğunu bilim, tarih ve felsefe ışığında incelediği bu çalışmasında, insanın bambaşka bir türe, Homo deus'a evrildiği bir gelecek kurguluyor.

Yola "önemsiz bir hayvan" olarak çıkan Homo sapiens, tanrılar katına ulaşmak uğruna kendi sonunu mu hazırlıyor?

Serbest piyasa kapitalizmi

Serbest piyasa kapitalizmi, sebep olduğu kaygıları büyük ölçüde yatıştırma gücüne sahip olduğu için bu kadar yaygın bir ideoloji hâline geldi. Kapitalist düşünürler durmadan bizi telkin etti: “Merak etmeyin her şey yoluna girecek. Ekonomi büyüdüğü sürece piyasanın görünmeyen eli her şeyin çaresine bakacak.” Böylece kimse ne olduğunu, nereye gittiğimizi anlamadan göz açıp kapayıncaya kadar büyüyen, gözü doymayan bu kaotik sistem kutsandı.

 (Komünizm de büyümeye inanıyordu ama bir farkla: Kaosu engelleyebileceğini ve devlet planlamasıyla büyümeyi kontrol edebileceğini iddia ediyordu. Fakat ilk etapta başarılı olsa da serbest pazar karşısında tutunamadı.)


Türü
Roman
Sayfa Sayısı
339
Baskı Tarihi
1999
Yazılış Tarihi
1995
ISBN
978-975-510-928-2
Baskı Sayısı
11. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Can Yayınları
Mütercimi
Aykut Derman
Orijinal Adı
Ensaio Sobre a Cegueira
Körlük, 1998 yılı 'Nobel Edebiyat Ödülü' sahibi Portekizli yazar Jose Saramago'nun son yıllarda yazdığı en etkileyici kitap. Araba kullanmakta olan bir adam, yeşil ışığın yanmasını beklerken ansızın körleşir. Körlüğü, başvurduğu doktora da bulaşır. Bu körlük, bir salgın hastalık gibi bütün kente yayılır; öldürücü olmasa da tüm ahlaki değerleri yok etmeyi başarır. Toplum, görmeyen gözlerle cinayetlere, tecavüzlere tanık olur. Ayakta kalabilenler ancak güçlü olanlardır. Koca kentte körlükten kurtulan tek kişi, göz doktorunun karısıdır.

Körlük biraz da bu, hiçbir umudun kalmadığı bir dünyada yaşamak

aslında körlük biraz da bu, hiçbir umudun kalmadığı bir dünyada yaşamak...